(21)
BİR AYAR GEREK
Gönül derdi alıp kapladı beni
Şu paslı gönlüme bir kalay gerek
Delirdikce gönlüm ağlattı beni
Masar osman gibi bir ayar gerek
İki dünya yok ki birinde kalam
İki ahret yok ki birine ölem
Bilmem hangisinde bir karar kılam
Mey çekip deminde bir seyran gerek
Senden öte ben bir er oğlu erim
Kör değilim amma ben senden körüm
Zararla kapattım nerede karım
Anlaşıldı herhal bir kurban gerek
Kul Yusuf der dünya seninle benim
Bende senin gibi Allah a kulum
Ayrı tutma beni bende insanım
Şu arşı alemi bir tutan gerek.
(22)
YAZAN YAZANA
Memleket karışmış düzen bozulmuş
Hele bak dünya ya bozan bozana
Daha ben yaşarken sin im kazılmış
Riyakardan muska yazan yazana
Çocuk doğdum amma bak yaşım atmış
Yaşayan cahili mest eden lat mış
Bu nasıl dünya ki insanlık batmış
Benliğinden çıkıp azan azana
Kime biat eder neyi söylersin
Sen hangi kitaptan okur inlersin
Derim, sen Allah a şirk mi eylersin
Doğruyu dedikce kızan kızana
Der Yusuf insanlık zayimola
Her insanlık eden enayimola
Kimi görsem yeni çıkmış bahara
Gün yüzü görüp de tözen tözene
23)
BİZİM ELİ UNUTMAYIN
Bir zamanlar hepimizde çocuktuk
Bizim eli unutmayın dostlarım
O tozlu yollarda koşup koşturduk
Bizim eli unutmayın dostlarım
Gel ey karakaşlım gel gel
Gel şahin bakışlım gel gel
Gel ey genci yaşlım gel gel
Bizim ellere şu fethiye’ye
Ahmedi mehmedi garip haydarı
Dört bir yana dikti beton armayı
Birde bir fabrika kurulsa bari
Bizim eli unutmayın dostlarım
Gel ey karakaşlım gel gel
Gel şahin bakışlım gel gel
Gel ey genci yaşlım gel gel
Bizim ellere şu fethiye’ye
Der Yusuf ömrümüz heba olmadan
Emmi dayı bütün köylü dostlardan
Münkir ile nekir hesap sormadan
Bizim eli unutmayın dostlarım
Gel ey karakaşlım gel gel
Gel şahin bakışlım gel gel
Gel ey genci yaşlım gel gel
Bizim ellere şu fethiye’ye.
(24)
ÇOK TÜRKÜSÜ VAR
Onca varlıklarla düşüp kalksada
Gayrı örtünecek ne örtüsü var
Aşıklar şairler göçüp gitsede
Ebedi kalacak çok türküsü var
Rotası bozulmuş bellolmaz yolu
Bir gün batıracak bizi bu gemi
Sardılar millete olanca gamı
Bir değil sırtında çift hörgücü var
Hemi pervasızdı yoğudu vicdan
Azraili görüp oldu bir tutam
O'da adem oğlu idi bir adem
Deli dumrulunda bir sevdası var
Attılar Yusuf u bir kör kuyuya
Umudum mevlada o'nu kayıra
Nice güzellerin düştü çarhına
O'nda yaradan ın hep korkusu var.
(25)
O'NUN ŞİRRETLERİNDEN
Bilmem ki zalimin bana kastı ne
Nere gidem o'nun şirretlerinden
Emir eder emir emir üstüne
Dökülür zalimin dudaklarından
Sanma ki ettiğin sana kalacak
Herkes ettiğini bir gün bulacak
Hakk ın divanına çıkıp duracak
Yüzün varmı senin günahlarından
Namerdin aşına dönüpde bakmam
Ac kalsam da "dostlar" herhalde ölmem
O'nun ile bir lokmaya el sunmam
Çünkü ben usandım hilaflarından
Der Yusuf sinemde yanar ataşım
Lanet olsun olsa bile gardaşım
Ne bi lezzet aldım ne de hoşlandım
Ya Rabbim sen kurtar bunaklarından.
(26)
SILASI VAR
Unutmayın bu ellerde
Sizlerinde atası var
Gurbet el vatanım deme
Sizlerinde sılası var
Çoluk çocuk avrupaya
Uyum sağladı oraya
Çokları uymuş modaya
Sizlerinde modası var
O sele kaptırma seni
Alır gider deli deli
El aç hakka Adem gibi
Sizlerinde mevlası var
Hangisin getirem dile
Gardaş bacı Esengüle
Gurbette işçi köylüme
Kul Yusuf'un sevdası var
Kul Yusuf'un selamı var.
(27)
KİMİ TOZ YUTAR
Bir sahnede pek çok oyun olunca
Kimisi çok güler kimi az güler
Yaz bahar da dağlar çiçek açınca
Kimisi yoz güder kimi kaz güder
Dünya dertli değil insanlar dertli
Dertlinin yüreği hepten çörekli
Yoksulun sırtında yükü katmerli
Kimisi söz eder kimi saz eder
Nedendir şu yüzüm bir kere gülmez
Yoksulun sırtında kambur eksilmez
Fakir fukaralar niye görülmez
Kimisi bir beter kimi bes beter
Kul Yusuf der günü birlik dost olmaz
Zalimden evliya olmaz post olmaz
Seksen milyon halka niye test olmaz
Kimisi bal yutar kimi toz yutar.
(28)
KEYFİNİ GARDAŞ
Sohbetim var nasihattan alana
El için ha bozma keyfini gardaş
Tatlı söz edip de ele yaranma
Gün gelir keserler dilini gardaş
Neylerim malı da neylerim mülkü
Canına düşmandır evladın hepi
Kimisi kurt olmuş kimi de tilki
Günde bir diş yontar malını gardaş
Düşmanın olsa da sakın" karınca
Kimseye karışma salın" halınca
Hasta olup yataklara düşünce
Bir kul gelip sormaz halını gardaş
Münkürlük edenin yüzü gülmesin
Sofrasında bir ekmeği yenmesin
Allah amansıza aman vermesin
Gelir gider keser yolunu gardaş
Her açık kapıdan desdursuz girme
Gördüğün ört görmediğini deme
Kul Yusuf der fitne girerse kalbe
Vallahi kırarlar belini gardaş.
(29)
ÇUNDURUR
Ben de bir adam bilirdim
Gelen gidene çundurur
Bilsem doğarken ölürdüm
Doğan ölene çundurur
Bir deva yoktur bu dert e
Hiç akıl koymadı ser de
Bana değil köre söyle
Topalı kele çundurur
Tüm güzellik Hakk vergisi
Güzeldir gönül sevgisi
Kulağa hoş gelir sesi
Bülbülü güle çundurur
Kul Yusuf der dünya varı
Mutlu etmez ihtiyarı
Bir sararlar toprağı
Dünya ahrete çundurur.
(30)
O ZALİMLERDEN
Ne bir ikram gördüm ne de insanlık
Kendini beğenmiş o zalimlerden
Hakk ın huzurunda olduk davalık
Ben derdimi döktüm o zalimlerden
Beni benliğimden uzak tuttular
Benliğime gizli hile kattılar
Beni benden alıp geri sattılar
Bir zalime düştüm o zalimlerden
Yolcuyum yar yolum gider ırağa
Yıldıza güneşe gökteki aya
El açıp dualar ettim mevlaya
Gel de kurtar beni o zalimlerden
Ağır olur cahillerin töhmeti
Gönüller incitir sözü sohbeti
Evliyalar yüzü suyu hürmeti
Yusuf’uda kurtar o zalimlerden.
(31)
GELMİYOR GAYRI.
Arzuhal eylerim geçmişimle ben
Sizin gibi canlar gelmiyor gayrı
Hep aynı kumaştan giydik'ya, neydem
Sizin gibi canlar gelmiyor gayrı
Şu sinemde çeşit çeşit yaram var
Tabip olmayan bu dertten ne anlar
Nice kışlar geçti nice baharlar
Sizin gibi canlar gelmiyor gayrı
Süzülür gözümden bir ince yaşım
Ufak vücudumu sardı ataşım
Sulari, Nesimi, Muhlis gardaşım
Sizin gibi canlar gelmiyor gayrı
Kul Yusuf der bir kazanda kaynarım
Uğrun uğrun Mahzuni'yi ararım
Ey benim başı dik Feyzo Çınar'ım
Sizin gibi canlar gelmiyor gayrı.
(32)
BU KADER BENİ
Ateşlere atıp beni yaktıkca
Savrulan kül eder bu kader beni
İnlediğim yüce arşa çıktıkca
Gürleyen göğ eder bu kader beni
Ben inlerim zalim kahbece güler
Bakın şu halime beterden beter
Yeter ey Allah ım çektiğim yeter
Tanınmaz el eder bu kader beni
Kahbe felek senin yıkılsın evin
Şu yalan dünyada neyim var benim
Kimi ağam oldu kimi efendim
Yerlere çul eder bu kader beni
Kul Yusuf der dosta yaranamadım
Sırtımı verecek yoktur bir dağım
Yüce hakka kolum açıp yalvardım
Şeytana kul eder bu kader beni.
(33)
YAŞATACAK BİRİ YOKMU
Usandık şehit görmketen
Durduracak biri yokmu
Yakasız gömlek giymekten
Kurtaracak biri yokmu
Üç aşağı beş yukarı
Kimseler sarmaz yarayı
Unutma Dumlupınarı
Öğretecek biri yokmu
Milliyetim Türktür benim
Ben bir asil dost milletim
Elbisem oldu kefenim
Ağlayacak biri yokmu
Ben köylüyüm budur halım
Benim yoktur çırağanım
Ey karakaşlı komutanım
Emredecek biri yokmu
Der Yusufum gönlüm kırık
Ayağımda yırtık çarık
Memleket uğruna öldük
Yaşatacak biri yokmu.
(34)
BORÇLU ÇIKTIM
Hakk Muhammed Ali diye
Dara durup özlü çıktım
Farz olan kırklar cemine
Özlü girip yüzlü çıktım
Her gördüğüm hızır sandım
Söylenen söze inandım
Avrupa da hayli kaldım
İslam gidip haclı çıktım
Levhi mahfuz da Hakk katında
Gör bakam kim ahkamında
Hele Muharrem ayında
Oruç tutup güclü çıktım
Kul Yusuf gir hecesine
Hele bak neticesine
Bizim köyün hocasına
Selam verip borçlu çıktım.
(35)
YUSUF"SUZ YAŞARIM
Can yoldasım oldu zalim yoksulluk
Varlık bensiz ben varlıksız yaşarım
Gayrı geçti ömrüm vay zalim bolluk
Çare bensiz ben çaresiz yaşarım
Renkli renkli bağladığım ipleri
Tane tane saysam bulur binleri
Boşuna dökülmüş alnımın teri
Para bensiz ben parasız yaşarım
Hakk yarattı beni geldim dünyaya
Dua ettim o na veren hüdaya
Doğru deyip uydum yanlış fetvaya
İman bensiz ben imansız yaşarım
Bir ayar etmeli gönül bendimi
Ne haddime kıram garip gönlümü
Elli yıldır arar oldum kendimi
Yusuf bensiz ben yusuf'suz yaşarım.
(36)
BULUP GİDERSİN
Bir pazarda bin bir çeşit olursa
Ondan bundan şundan alıp gidersin
Bir gün bu suların gözü kurursa
Belki sende yelken açıp gidersin
Şu dağlarda orman hayat kaynağı
Kaynayan suları besler yaylayı
Kekliği ördeği birde sunayı
Çeker tüfengini vurup gidersin
Bunca yıldır çektim senin kahrını
Düşünmedin bu gün ile yarını
Söz edip de kırma garip gönlümü
Bazan kör şeytana uyup gidersin
Ay batar gün batar karanlık olur
Yağmur yağar bulut bulanık olur
Gün doğar dünyaya seyranlık olur
Yusuf’uda öyle bulup gidersin.
(37)
FETHİYE HAVASI OLSUN.
Öldüğümde baş ucumda eger ağıt yakarısan
Arguvan havası olsun, amanı da bol olsun yar
Hıçkıra hıçkıra canım ağıt eder ağlarısan
Sülmenli havası olsun, amanı da bol olsun yar
Tufan olsun boran olsun bir hışmınan aksın çaylar
Yan yatsın bir tarafına yıkılsın o yüce dağlar
Bir gün hakk a yürürüsem yakılsın dertli ağıtlar
Morhamam havası olsun, amanı da bol olsun yar
Ara sıra düşüp kalktım yokluğunan varlığınan
Altın köşkte olsam bile gideceğim yek canınan
Hakk tecelli ettiğinde yolcu edin ağıdınan
Karaca havası olsun, amanı da bol olsun yar
Ölmem diyen sevinmesin herkes eşit o makamda
Bir gün hesap verecekler hemi o yüce divanda
Yıldan yıla kabrime gel ağıtlar yak her bayramda
Mezirme havası olsun, amanı da bol olsun yar
Çorak tarla gibi benim ömrüm gelip geçti kurak
Gücüm yetmez ki feleğe ayaksız atını vurak
Bülbül gibi figan edip Kul Yusuf a ağıtlar yak
Fethiye havası olsun, amanı da bol olsun yar.
(38)
SEMAHA BENZER.
Allahin emrinde arşı alemde
Gördü Hak Muhammet Aslan’a benzer
Hasan ile Hüseyin’in gönlünde
Gönüller sultanı merdana benzer
Zeynel Abidin’i sakladı diri
Muhammet bakırda gam ile derdi
İmam Cafer Sadık imamlar piri
İçi ayet dolu kuran’a benzer
Musa Kazım ile imamı rıza
Gökteki melekler ağladı size
İmam Taki Naki ümmette özde
Şekere şerbete şirana benzer
Cefa çeker Hasan Ali Asker’i
İmam Mehti kapatmadan defteri
Kul Yusuf’un ehlibeyte hörmeti
Oruca niyaza semaha benzer.
(39)
BU NASIL ADAMLIK
Bir kere danışam demez kimseye
Bu nasıl insanlık nasıl adamlık
Borcu sardık kundakdaki bebeğe
Bu nasıl insanlık nasıl adamlık
Bilmez oldu varım ile yoğumu
Görmez oldu azım ile çoğumu
Çaldıkca çalası geldi davulu
Bu nasıl insanlık nasıl adamlık
Bazı cahil var ki demez Atatürk
Nice körler var ki görmez Atatürk
Münafık olanlar demez Atatürk
Bu nasıl insanlık nasıl adamlık
Kul Yusuf der erim erim eridim
Yel estikce kurum kurum kurudum
Onun bunun için boşa yoruldum
Bu nasıl insanlık nasıl adamlık.
(40)
BİZİM KÖYÜN SİTESİNDE
İki türlü pencere var
Bizim köyün sitesinde
Boş kaynayan tencere var
Bizimköyün sitesinde
Altını ne bilir körler
Gümüşe rağbet ederler
Olur olmaza bey derler
Bizim köyün sitesinde
Cemimiz var" Hakka varmak
Camimiz var" secde kılmak
Havramız var" çanlar çalmak
Bizim köyün sitesinde
Her gelen bir yazı yazar
Yazdıkca aslını bozar
Döner Kul Yusuf u üzer
Bizim köyün sitesinde.
(41)
KERNEK BOYU
Beydağından aşağıya
İner gelir kernek boyu
Kernekdeki güzel yare
Döner gelir kernek boyu
Kernege gel kernege yar
Elin uzat elime yar
Kurban olam köle olam
Fethiyeli güzele yar
Fethiye de güller açar
Dalın da bülbül şakılar
Bahar da körpe kuzular
Meler gelir kernek boyu
kernege gel kernege yar
elin uzat elime yar
kurban olam kölen olam
fethiyeli güzele yar
Kul Yusuf der kernek parkı
Döner gider dünya çarkı
Gonca gülün muradını
Alır gelir kernek boyu
Kernege gel kernege yar
Elin uzat elime yar
Kurban olam köle olam
Fethiye li güzele yar .
(42)
KIRMAYIN BİZİ
Sizin zulmünüzden usandık gayrı
Ne incitip nede yormayın bizi
Geldi geçti "boşa" dünyanın devri
Ne ağlatıp nede kırmayın bizi
Gün oldu beyleri sırtlayıp aldık
Gün oldu onların yerine yandık
Bir dilim ekmeği kırk kişi böldük
Ne kandırıp nede sormayın bizi
Ya Bismillah deyi yola gideriz
Hakk Muhammed Ali deyi inleriz
Ne mürütiz bizler nede şeyhleriz
Ne gül atıp nede asmayın bizi
Kul Yusuf der gözlerimin perdesi
Döküldükce dökülüyor şöhresi
Biz mazlumuz ey mervanın meyvesi
Ne saldırıp nede yakmayın bizi.
(43)
KANLI KATİL
Halkı bilmeyenler Hakka düşmandır
Bizim memleketin kanlı katili
Seni de yaratan mevlam pişmandır
Bizim memleketin kanlı katili
Halil İbrahim in hanif dininden
Gün geldi de çıktın o'nun yolundan
Nice yigitleri ettin canından
Bizim memleketin kanlı katili
Bizim bu aslımız adem aslından
On iki İmamdan Hünkar neslinden
Bitler dökülüyor kıllı postundan
Bizim memleketin kanlı katili
Kul Yusuf der yoktur bunun ilacı
Kimin yüreğinden çıkar bu acı
Bu insanlık senden olur davacı
Bizim memleketin kanlı katili.
(44)
NİYAZIMIZ ALLAH İÇİN
Nur ali babanın yurdu
Niyazımız Allah için
Abuseyf dede de derdi
Niyazımız Allah için
Hem şahin hem gözü benli
Erenler katında yeri
Fethiye de kızıldeli
Niyazımız Allah için
Ya aliseydi sultanı
Hem derviş hemde yılanı
Ocaktır ahmet turanı
Niyazımız Allah için
Yüce abdul vahap gazi
Gelincik anaya nazı
Dergahına kul et bizi
Niyazımız Allah için
Hasan basriyi görenler
Suya gark oldu erenler
Hak için haka gidenler
Niyazımız Allah için
Zeynel abidinin demi
Semah döner eder cemi
Oniki imamların nesli
Niyazımız Allah için
Kara direk ocak yeri
Vaylo dede ordan biri
Bizim el erenler gölü
Niyazımız Allah için
Çek Yusuf'u dara söyle
Gel hakk tan etme eyleme
Pirim ali gel mürteze
Niyazımız Allah için.
(45)
KÖYLÜ GELİN
Hani güzelliğin nerde
Ak gerdanlı köylü gelin
Kim attı seni bu derde
Bahtı kara dertli gelin
Bağrı yanık gözü kara
Gönül dağı ala bora
Bir dumanlı karlı dağda
Çiğdem çiçek gülü gelin
Gün gelir derdi sağılır
Gam gasefeti dağılır
Yıl döner gün bayram olur
Her bayramın nuru gelin
Kahbe felek ağ ördükce
Ağ içinde tığ döndükce
Ben beni sende buldukca
Kul Yusuf un günü gelin.
(46)
EL OLDUM GARDAŞ
Her güzele güzel deyip bakmazken
Gidip bir çirkine yar oldum gardaş
Her halıya varıp ayak basmazken
Kendim kuru yerde çul oldum gardaş
Arguvan da yanık türküler çalsın
Dört bi yana rüzgar ile dağılsın
Gün kararsın gece sabah olmasın
Seher vakti yanıp kül oldum gardaş
Merhamet eyleme beklemem medet
Her derdin ardından çekerim zahmet
Dertlere karışıp ben de oldum dert
Derdi çeke çeke maf oldum gardaş
Der Yusuf içimde bir ateş yanar
Ateşim söndürmez yağan yağmurlar
Bir selam vermeden geçer yarenler
Herhal fethiye de el oldum gardaş.
(47)
GARİP MİRTO
Bir zamanlar bizim elde
Vardı bizim garip mirto
İnsanlığı perde perde
Gördü bizim garip mirto
Dosları kırdı belini
Bir görün garip halini
Karlı dağ gibi eridi
N'oldu bizim garip mirto
Kaf dağından aşırdılar
Bir ovada şaşırdılar
Kuyu kazıp düşürdüler
Kördü bizim garip mirto
Der yusuf dostunu dene
Neme lazım deyip geçme
Bir kaç zalimin elinde
Öldü bizim garip mirto.
(48)
AK YILDIZIM
Yıldız dağı yıldız dağı
Nerde benim ak yıldızım
Bir yolunu göster bari
Nerde benim baht yıldızım
Kimi çıkar kimi batar
Kimi gök yüzünde akar
Önüme çıkan bulutlar
Nerde benim taç yıldızım
Bu ne iştir darda kaldım
Ne başım var zorda kaldım
Bu gidişle burda kaldım
Nerde benim düş yıldızım
Der Yusuf ey yıldız dağı
Başı boranlı dumanlı
Yıldızların baş çobanı
Nerde benim baş yıldızım.
(49)
DUY DA İNANMA
Gel ey benim yigit halkım
Gel de inanma zalime
Gasp edilen senin hakkın
Bil de inanma zalime
Çok gördük biz, söz vereni
Söz verip de çark edeni
Çöplükten ekmek yiyeni
Gör de inanma zalime
Gafil olup düşme gönlüm
Yanılıp da şaşma gönlüm
Güzel halkım yigit köylüm
Der de inanma zalime
Kul Yusuf der hayli beyler
Kuşatmış halkı cevreyler
Dakkada kırk yalan söyler
Duy da inanma zalime.
(50)
DAR GÖRÜŞLÜ İNSANLAR
Bütün yurt ağladı genci gocası
Neler yaptı dar görüşlü insanlar
Sahte bir avukat birde hocası
İşte bunlar dar görüşlü insanlar
Ulu orta yargımızı yerenler
Anayasamızı düşman görenler
Gazetede boy boy resim verenler
İşte bunlar dar görüşlü insanlar
Cumhuriyetime bomba atanlar
Öz bilginlere kurşun sıkanlar
Perde arkasında lobi yapanlar
İşte bunlar dar görüşlü insanlar
Kul Yusuf der aklımızı aldılar
Birer birer gönlümüzü çaldılar
Ecevit'i ne hallere saldılar
İşte bunlar dar görüşlü insanlar
(51)
ALİ'NİN YERİ
Arayı arayı ben de bulduğum
Allah bir Muhammed Ali'nin yeri
Göz yaşımı döküp dara durduğum
Allah bir Muhammed Ali'nin yeri
Sende güldün (benim) garip halime
Gel yetiş (ya hızır) gayrı carıma
Divanına durdum ahir zamanda
Allah bir Muhammed Ali'nin yeri
Kırklar meydanında döner ulular
Yüce Hakk a secde eder veliler
Kullar var ki öteleri görürler
Allah bir Muhammed Ali'nin yeri
Ben bir kulum adım Yusuf Aslan'dır
Ne bir beydir ne vezir'dir sultan'dır
Benim gönlündeki ulu divan'dır
Allah bir Muhammed Ali'nin yeri.
(52)
ŞAŞAR BEŞERSİN
Sende benim gibi insan oğlusun
Madem ki insansın şaşar beşersin
Sanma ki mevlanın özel kulusun
Tur dağını kalkıp nasıl aşarsın
Yoksulu unutup yandaş eğlersen
İşçiye çiftçiye döner küsersen
Bu gün yarın benden bir oy istersen
Avucunu yalar boşa düşersin
Gelip gidip bizi taşlarsan eğer
Acı sözlerinle haşlarsan eğer
İkilik edip de dışlarsan eğer
Kendi çukurunu kendin eşersin
Gelir gider çıynar kırmızı halı
Ne haldedir sormaz emekli dulu
Zehir zıkkım olur yetimin hakkı
Der Yusuf yedikce hakk tan şaşarsın.
(53)
SEN BENİM
Zalim nerden girdin benim gönlüme
Gençliğimi haram ettin sen benim
Gölge oldun sağlığıma ömrüme
Gençliğimi haram ettin sen benim
Mevlam düşürmesin zalim eline
İncinir de varamazsın farkına
Gene şükreylerim kendi halime
Gençliğimi haram ettin sen benim
Bütün dertler sanki gardaşım olmuş
Zalim can evime bağdacı kurmuş
Iyilik meleği ömrümü çalmış
Gençliğimi haram ettin sen benim
Kor oldu yanıyor bağrımın içi
Şu fukara ömrüm hayalle geçti
Taksanda yusuf,a padişah tacı
Gençliğimi haram ettin sen benim.
(54)
İÇİRDİN YAR
Derdi bana ilaç ettin
Yudum yudum içirdin yar
Bir ekmeğe muhtaç ettin
Gıdım gıdım yedirdin yar
Bir ateşe düşüp yandım
Yanıp çırpındı bu canım
Böyle kör talihi yarim
Tadım tadım tattırdın yar
Yaptığın işler canıma
Gelmez mi yar ağırıma
Ölümle burun buruna
Adım adım getirdin yar
Gülüp eğlenir Yusuf la
Akşam sabah çeker fetva
Beş metre bezi canıma
Sarım sarım sardırdın yar.
(55)
TARAF OLDUM
Her derdinen savaş ederiken ben
Bak senin yüzünden ber taraf oldum
İki geri bir ileri giderken
Tökesleyip yaşlı bir bunak oldum
Çivi deyi şu çakılan" dağlara
Kol kanat geriyor yalan dünyaya
Başı boş dolaşan nice berdoşa
İçtikce içilen mey şarap oldum
İçin için dert çekip de ağlayan
Yüreğini ateşlere dağlayan
İnsan doğup insan gibi olmayan
Öylesine bile kül toprak oldum
Benim şikayetim ulu mevlaya
Gel mevlam sen acı garip kuluna
Kul Yusuf der yaradan ın yoluna
Yüzler süre süre hep turap oldum.
(56)
HATIRIN SORAMIYORUM
Şu gönlümde yanan öyle sevda ki
Aklımı başıma alamıyorum
Bana ilham veren öyle mevla ki
Ararım cihanı bulamıyorum
Gayrı gönlüm kırık, derdim derince
El uzatsam yare varamıyorum
Hiç aklımdan çıkmaz, her gün her gece
Yatarım rüyamda göremiyorum
Böyle acı böyle keder bize mi
Şu aciz halime yanamıyorum
Yusuf gibi iki cihan güzeli
Bir kere hatırın soramıyorum.
(57)
AKLIM
Şu gönlümü kandırıp da azdırma
Ben senin elinden usandım aklım
Ha bre deh dedin boşu boşuna
Sefil tabanlarımı dağladın aklım
Yarışma eli ile yolda kalırsın
Sen kendini akıllı mı sanırsın
Çağ atladık desem hiç anlamazsın
Ne hatır ne gönül bilmedin aklım
Bir alime bir bilgeye varayım
Senden öte bir akılı sorayım
Bırak yakam ben akılsız kalayım
Bu ne hamlık, hala olmadın aklım
Kul Yusuf der bir hız ile yaşarsın
Gençlik elde iken akıp coşarsın
Boyundan derine girip çıkarsın
Bir kuru kafaya sığmadın aklım.
(58)
BİZİM ÜLKEDE
O'nun gibi nice gençler yetişir
Eger ki doğdukca bizim ülkede
Cumhuriyet şeriatla depreşir
Eger ki battıkca bizim ülkede
Her şeyi bilip de çıkar ortaya
Kim inanır böyle boş hurefaya
Yüz bin kere lanet olsun mundara
Eger ki öldükce bizim ülkede
Onun gibi insan olmaz olaydı
Benden değil Allahından bulaydı
Yedi sülalesi batal kalaydı
Eger ki oldukca bizim ülkede
Garip Kul Yusuf der böyle melanet
Mutlak bir gün gelir bulur kıyamet
Günde yüz bin kere ederim lanet
Eger ki andıkca bizim ülkede.
(59)
NELER NELER VAR
Nutuk kitabını açtım okudum
Okuda içinde neler neler var
Okudukça erdim kendimi buldum
Binbir kelam gibi neler neler var
Bir takım soysuzun sorun derdi ne
Bu gidişat doğru değil şerri ne
Vaz geçmişler niceleri terkine
Bu vatan içinde neler neler var
Rauf bey SEVR'de onurum kırdı
İnönü LOZAN'da yaramı sardı
Bütün bu heyecen şark ile garbı
Aldıda yürüdü neler neler var
Kul Yusuf der daha neler neler var
Şarktan garba kan dökülmüş keder var
Yüce Atamızdan yurda haber var
Bir gözat Nutuğa neler neler var.
(60)
CEYLANIM
Üzgün üzgün dolaşır
Gözü yaşlı ceylanım
Melül mahsun ağlaşır
Kalem kaşlı ceylanım
Dağı karlı ceylanım
Yüzü nurlu ceylanım
Bu nasıl kör kadermiş
Kör kaderli caylanım
Bir yavru kuzu gibi
Anasız kalmış hemi
Mevlam korusun seni
İnci dişli ceylanım
Dağı karlı ceylanım
Yüzü nurlu ceylanım
Bu nasıl kör kadermiş
Kör kaderli caylanım
Kul Yusuf der gel beri
İki gözümün nuru
Olgunluk çağa erdi
Ağır başlı ceylanım
Dağı karlı ceylanım
Yüzü nurlu ceylanım
Bu nasıl kör kadermiş
Kör kaderli caylanım.
(61)
VAKİT DURUR
Hele bakın şu zalime
Memleketi satıp durur
Bir dinim var siyasete
Gece gündüz katıp durur
Üç koyun la iki keçi
Denk eylemiş gider göçü
Ne çiftçi der nede işçi
Kılıç kalkan çalıp durur
Hem şeriat hem tarikat
Hem marifet hem hakikat
Adam işinde hamarat
Bol keseden atıp durur
Dinden yana görüşleri
Ne genişmiş, bak düşleri
Akla sığmayan işleri
Her nedense yapıp durur
Kul Yusuf der bak lafıma
Sözüm laftan anlayana
Gelmez olaydı cihana
Geldi deyi vakit durur.
(62)
KÖR EYLESIN
Şikayetim vardır pire
Pirim seni kör eylesin
Ah çekerek düştüm derde
Ahım seni kör eylesin
Avrupadan ta asyaya
Anadan doğmamış daha
Şikayetim ulu hakka
Hakkım seni kör eylesin
Hayli yüce olsa dağın
Yerde kalmaz benim ahım
Oniki imam Ali şahım
Şahım seni kör eylesin
Kul Yusuf olsa kuru dal
Özü şerbet hemide bal
Köle oldum vur canım al
Rabbim seni kör eylesin.
(63)
BU DÜNYADA
İn mi cin mi bilmem nesin
Bu dünyada bu dünyada
Ahraz sağır hemi körsün
Bu dünyada bu dünyada
Hemi de iki cihanda
Karıştın Hakk ın işine
Dulda oldun güneşime
Sen neler açtın başıma
Bu dünyada bu dünyada
Hemi de iki cihanda
Uyma münkürün aklına
Uyup da gönlümü kırma
Lanet olsun münafığa
Bu dünyada bu dünyada
Hemi de iki cihanda
Kul Yusuf der ikrar veren
Bağlanır o yola giren
Varam dosta derdim dökem
Bu dünyada bu dünyada
Hemi de iki cihanda.
(64)
ŞEYTANA PAPUÇ
GİYDİREN
Göz koyup gönüller yıktı
Şeytana papuç giydiren
İblisten de öte gitti
Şeytana papuç giydiren
Bir laf atıp inandırır
Bütün alemi kandırır
Suyu baştan bulandırır
Şeytana papuç giydiren
Ne gökte var ne yerde var
Ne şamda var ne şerde var
O'nun gibisi nerde var
Şeytana papuç giydiren
Der Yusuf bu şeytan kini
Gördükce incitir beni
Bir ipe dizmiş alemi
Şeytana papuç giydiren.
(65)
YAYLALAR
Ne durursun öyle çadır direği
Seni bekler, senin yerin yaylalar
At üstünde gider ağası beyi
Obalar çeken neyin yaylalar
Yeşillenir bahar da çiçekler açar
Yükünü denk eden yaylaya göçer
Sende konan göçen suyunu içer
Canlara can katar suyun yaylalar
Dügünlerde vurulur çifte davullar
Neşeye bürünür dağlar ovalar
Yamaç yamaç kuruludur obalar
Yıllar yılı böyle huyun yaylalar
Ata binmiş cirit atar yigitler
Kaş kaş olup bakar kızlar gelinler
Bir başka oluyor şu bizim eller
Yusuf ada koş gel deyin yaylalar.
(65)
YAYLALAR
Ne durursun öyle çadır direği
Seni bekler, senin yerin yaylalar
At üstünde gider ağası beyi
Obalar çeken neyin yaylalar
Yeşillenir bahar da çiçekler açar
Yükünü denk eden yaylaya göçer
Sende konan göçen suyunu içer
Canlara can katar suyun yaylalar
Dügünlerde vurulur çifte davullar
Neşeye bürünür dağlar ovalar
Yamaç yamaç kuruludur obalar
Yıllar yılı böyle huyun yaylalar
Ata binmiş cirit atar yigitler
Kaş kaş olup bakar kızlar gelinler
Bir başka oluyor şu bizim eller
Yusuf ada koş gel deyin yaylalar.
(66)
DİNSİZ DÜRZÜ
Gönül verip hızır sanma
Şu bizim dinsiz dürzüye
Yar Ali yar der ya kanma
Şu bizim dinsiz dürzüye
İki dinli o rezile
Bak ki tarikata girer
Bak ki toplu zikir çeker
Hoca bile gıpta eder
Şu bizim dinsiz dürzüye
İki dinli o rezile
Ne yol bilir ne erkanı
Ne hakk bilir ne süphanı
Görünsün şahı sultanı
Şu bizim dinsiz dürzüye
İki dinli o rezile
İçi kirli bir viransın
Şeytana benzer kıransın
Kul Yusuf nasıl yaransın
Şu bizim dinsiz dürzüye
İki dinli o rezile.
(67)
NE SEN BENİ SEVDİN
NEDE BEN SENİ
Ben sana kölemiyim ey vicdansız
Ne sen beni sevdin nede ben seni
Tükettin ömrümü böyle imansız
Ne sen beni sevdin nede ben seni
Yaşadığım şu dünyanın içinde
Gözüm yoktur sarayında tacında
Yalan dolan ile koşma peşimde
Ne sen beni sevdin nede ben seni
Gün görmedim, ağladım her çağımda
Kurban kesip et yemedim dünyada
Rahat verip güldürmedin hayatta
Ne sen beni sevdin nede ben seni
Kul Yusuf pervane gibi dönüyor
O yanmış yüreği böyle sönüyor
Allah da biliyor kulda biliyor
Ne sen beni sevdin nede ben seni.
(68)
ÖMRÜMÜ
Gel güzel dost sana derdimi dökem
Vefasız buz gibi etti gönlümü
Sanki memlekette ulu bir ahkam
Ağzımda lal etti tatlı dilimi
Bir muhabbet ettim iyi anımda
Hiç görmedim öylesini dünyada
Yaktı beni, tomurcukken dalımda
Baharda kışladı döktü gülümü
Hiç rahat görmedim bunca ömrümde
Huzurum kalmadı bile evimde
Vurdum duymaz (zalim) kendi deminde
Gurbetten gurbete sardı dengimi
Kul Yusuf der iyi olsa yarınlar
Düşündükce yarelerim derinler
Nerde kaldı bizi seven insanlar
Bir vefasız böyle yedi ömrümü.
(69)
BİR GÜN GÖTÜRÜRLER
Tecelli etti mi cana
Bak ki bir gün götürürler
Yükün cevahir olsada
Bak ki bir gün götürürler
Gece gündüz inlesende
O gizli sırra ersende
Bin yıl kalıp eğlensende
Bak ki bir gün götürürler
Güç kalmaz güclü sesinde
Tıkanmıştır nefesinde
Ayaksız atın üstünde
Bak ki bir gün götürürler
Kul Yusuf der sözüm kati
Gelen gider kalmaz baki
Geldimi ecel saati
Bak ki bir gün götürürler.
(70)
SEVEMİYORSUN
El alemi küçümseyip hor görme
Sen kendini niye büyütüyorsun
Gayret edip (boşa) kendini yorma
Sen kendini niye azdırıyorsun
Umutlar dağıtıp kandırma beni
Kimseyi kandırıp incitme emi
Sen eli tanıman nede el seni
Sen kendini niye bilemiyorsun
Oturup da lokma yemem seninen
Kırıp incittin sen beni dilinen
Gölge olma başka ihsan istemem
Sen kendini niye göremiyorsun
Kul Yusuf der insan doğdum, insanım
Benim senden öte hakka imanım
Ali aba Ehlibeyt e turabım
Sen bunları niye sevemiyorsun.
(71)
KOLAYMI
Yar tüketti beni elin kahırı
Günde binbir kere ölmek kolaymı
Yavrum vardı boyun büktüm ahırı
Şu kahbe feleği yenmek kolaymı
Geçemedim beydağının karından
Ok yemiş marala döndüm zarından
Sarı sarı sular aktı yaramdan
Merhem sürüp iyi etmek kolaymı
Kara günler geçmiyor böyle
Canın üzme (babo) az daha hayle
Atmışım kendimi zalim gurbete
Bu kara yazıyı silmek kolaymı
Kul Yusuf der ömrüm böyle giderse
Kapanmış bir yarem geri teperse
Yavrular kenarda boyun bükerse
Şu yalan dünyada gülmek kolaymı