(1)
HÜSEYİN AŞKINA
Damlada bir zerre eyle bu garip kulunu
Hakk Muhammed Ali Kur'an-ın aşkına
Vel haya vel imandan ayrı kılma yolumu
Sefil Hasan ile mazlum Hüseyin in aşkına.
Şahı vilayeti illa seyfe Zülfikar
Olurum yoluna kurban eyleme beni zar
Kıl benim canım ceme eyle berhudar
Ali ile Fatimatı Zöhrenin aşkına.
Allah diye cevreylerim serim yolum Allah ın
Toprak idim bir can verdi bu canım Allah ın
Hakk diye döktüğüm çeşmi inci mercan ım
Ali aba Ehlibeyt İmamların aşkına.
Kul Yusuf u can edip bedenime ruh veren
Ali ye mürşid Muhammede ümmet eyleyen
Bu kulunu bu ummandan geri etmeyen
Yaradandan ötürü Yaradanın aşkına.
(2)
BULUNMAZ
Gönlüme bir ateş düştü dert ile
Ağlasam feryadım duyan bulunmaz
Düşüp kalktım namert ile mert ile
Sır alıp verecek yaren bulunmaz
Nice insan gördüm yigit dediler
Nice sofu gördüm seyit dediler
Duyup gördüklerim Hakk a kördüler
Çoğunda "Mevladan" iman bulunmaz
Ey Yaradan beni müşrik eyleme
Özüm senden yana batıl neyime
Gel derman ol benim dertli gönlüme
Sözüyün üstüne ferman bulunmaz
Ben de bu dünya da bir garip kulum
Benim senden başka olmadı yolum
Ne şeytan ım oldu ne de bir putum
Der Yusuf bu aşka güman bulunmaz.
(3)
KURNAZ EŞEK
Bir zamanlar bizim elde meşhurdu
Bizim memleketin beyaz eşeği
Sırtında palanı yoksa kusurdu
Bizim memleketin kurnaz eşeği
Bir yükü sırtına alıp taşımaz
Arpayı yer amma yüke alışmaz
Eşek olup eşeklere karışmaz
Bizim memleketin haylaz eşeği
Ara sıra örselenip eğleşir
Bazı eşek olur bazı inatlaşır
Huylandıkca çifte atar depreşir
Bizim memleketin maraz eşeği
Der Yusuf püsküllü ettim başını
Kesmedim yemini burkaç aşını
Bir çifte attı da kırdı dişimi
Bizim memleketin aymaz eşeği.
(4)
GAZİ ATAMIZ
Bizim eller yüce insanlar yurdu
O insandan biri gazi Atamız
Yoktan var eyleyip bir ulus kurdu
O yaratan biri gazi Atamız
Gönül verdi elden giden elime
Kulak verdi her insanın derdine
Bırakmadı padişahın gönlüne
O canlardan biri gazi Atamız
Atamızdır bu ulusun babası
Atamızdır bu ulusun anası
Atamızdır bu ulusun ustası
O kurandan biri gazi Atamız
Der Yusuf ışığım rehberim Ata
O'nun bir tek eşi yoktur dünyada
Ararım cihanı Atam haniya
O kalplerde biri gazi Atamız.
(5)
SEVDİĞİM
Bahardan bahara haber yollarsın
Her baharda beni kırdın sevdiğim
Gönlüme ateşi atıp dağlarsın
Her telden birname çaldın sevdiğim
Şu garip gönlümü kırıp geçirdin
Şerbet diye ağı verip içirdin
Yigittim ya diyar diyar göçürdün
Bütün benliğimi yıktın sevdiğim
Gök yüzünde bir dumanlı buluttun
Gönlümün sevdasın silip kuruttun
Ey benim sevdiğim beni unuttun
Deli poyraz olup estin sevdiğim
Kul Yusuf der yıkmam kendi bendimi
Esirgemem yürekteki sevgimi
Ne sevda bıraktın ne ahengimi
Yüreğime hançer vurdun sevdiğim.
(6)
BİR ZAMAN
Gel ey garip gönlüm ahmaklık etme
Ahmak ettiğiyle kalır bir zaman
Sakın her olana sırrını deme
Ağzından her lafı alır bir zaman
Yerde gökte çok dolaştım aradım
Çok yalvardım Hakka vere muradım
İnsan oğlu nankör diyor kitabım
Bazı müstesnalar olur bir zaman
Ey Zülfikar kaşlım Allah ın nuru
Gösterde yüzünü göreyim bari
Şu gördüğüm bizim elin erleri
Hep senin uğruna döner bir zaman
Daha rast gelmedim o'nun eşine
Mevlam nasip eyle gire düşüme
Kul Yusuf um sen de Allah aşkına
Allah Allah deyi çağır bir zaman.
(7)
SENELER
Hür dünyanın halklarına
Hayırlı gele seneler
Zengin fakir kullarına
Hayırlı gele seneler
Emek verdi mahsulüne
Bol ürün ver rahmetinle
Atatürk'ün milletine
Hayırlı gele seneler
İsrail le A.B.D'ye
Allah'tan bir nida gele
Dileğimiz savaş bite
Hayırlı gele seneler
Kul Yusuf der gir koluma
Gidelim barış yoluna
Barış isteyen yurduma
Hayırlı gele seneler.
(8)
ARKADAŞ
Gene haber geldi yüce meclisten
Al mektubu ver mektubu arkadaş
Hep birlikte vaz geçelim bu düşten
Al mektubu ver mektubu arkadaş
Toprak reformuyla sevin milleti
Kazancınız olsun Hakk ın rahmeti
Evliyalar yüzü suyu hürmeti
Al mektubu ver mektubu arkadaş
Ac karnımız doymaz inşallahınan
Solmuş yüzümüz gülmez maşallahınan
Gayrı usandık biz bu gidişattan
Al mektubu ver mektubu arkadaş
Bilmem ne var bu mektubun içinde
Giyecek bir donum yoktur kıçımda
Kul Yusuf der bu gelecek seçimde
Al mektubu ver mektubu arkadaş.
(9)
MEST ETTİN
Ey vicdansız ne istedin
Kırdın gönlümü maf ettin
Az uz ile yetinmedin
Dönüp canıma kast ettin
Ah çekerim derin derin
Yandıkca yandı içerim
Bak susuz soldu güllerim
Kırk yılda ancak fark ettin
Azrailmisin be zalim
Kalmadı mecalim halim
Ölçüp biçilmiş kefenim
Gelip gönlüme park ettin
Kul Yusuf dileğin var mı
Kanatlı meleğin var mı
Dayanan yüreğin var mı
Kedi kendini mest ettin.
(10)
ALLAH AŞKINA
Ey bre vicdansız ey merhametsiz
Şu ortamı germe Allah aşkına
Yüzü meymenetsiz pis kifayetsiz
Ben de kulum deme Allah aşkına
Senin aslın olmaz "haşa" bal gibi
Senin kokun kokmaz gonca gül gibi
Kör baykuş olmadan şen bülbül gibi
Seherinen ötme Allah aşkına
Anlayana benim bir çift sözüm var
Dediden kodudan uzak özüm var
Ey utanmaz senin nasıl yüzün var
Gel adem ol sende Allah aşkına
Olacaksa Hakk tan olsun keramet
Münafık mümine etmez merhamet
Senin tatlı sözün bile hakaret
Kul Yusuf u sorma Allah aşkına.
(11)
NE HADDİNE
Elli yıllık ömrümüzü
Yemek senin ne haddine
Biz insanız gönlümüzü
Kırmak senin ne haddine
Kırılası nazik elim
Hışmına uğradı demin
Küfür söyleyen o dilin
Sövmek senin ne haddine
Tesadüf gelmiş dünyaya
İnancı yoktur mevlaya
Kabeye Hacı Bektaş-a
Gitmek senin ne haddine
Pir sultan ın yollarına
Varam gidem dergahına
Der Yusuf insan yurduna
Girmek senin ne haddine.
(12)
AĞAM
Biz seni adam bilirdik
Niye bizi üzdün ağam
Koşup koşturup yorulduk
Bazı bazı ezdin ağam
Gönlümü şaha bağladım
Gizli gizli çok ağladım
Beni derdimle dağladın
Sen gönlüme közdün ağam
Ne gençi kocayıp aktım
Az ömrüne çok dert kattım
Tüccar olup ömür sattım
Böyle mezar kazdın ağam
Bu dünya nın çoktur malı
Doyurur seninle beni
Nice Kul Yusuf adını
Kara taşa yazdın ağam.
(13)
SONRA
Güzelliğin batsın senin
Beni bilmedikten sonra
Lal olup tutulsun dilin
Beni sevmedikten sonra
Kurnazım der bir avanak
Ona buna tutar çanak
Gel birlikte bir yol bulak
Beni bilmedikten sonra
Seni dost diye sevmiştim
Dönüp kül toprak olmuştum
Kör diye deynek vermiştim
Beni görmedikten sonra
Kul Yusuf der bak halıma
Her yanımdan yolup durma
Çekip tüfengini vurma
Beni öldürdükten sonra.
(14)
VEFASIZ
Gözlerimden esirgerdim ben onu
Bir anda kalbimi kırdı vefasız
Başım döndü sandım dünyanın sonu
Yerlerden yerlere vurdu vefasız
Yar elinden gönül derdi çekeli
Allah için sormadılar ne derdi
Vefasıza garip gönlüm vereli
Boğazımda lokmam koydu vefasız
Canım kurban Hakk tan gelen ölüme
Göz yaşlarım düşer yanan serime
Yerden yere çaldı bakın halime
Üç günlük dünyada yordu vefasız
Kul Yusuf der garip başım çileli
Aklım erip ben kendimi bileli
Doğruluktan başka bilmem hileyi
Amma boynum yana büktü vefasız.
(15)
SEYRİNDEN GEÇTİ
Gel üzme sevdiğim beni
Şu ömrüm elinden geçti
Allah için tut dilini
Şu ömrüm dilinden geçti
Bazan şu gönlüm karardı
Bu dert gönlüme zarardı
Bilen bilmeyen uyardı
Şu ömrüm başından geçti
Vurdukca vurdun belime
Hiçde koymadın halime
Yaşamaktansa ölüme
Şu ömrüm fikrinden geçti
Kul Yusuf der şu ömrümü
Heba ettim her günümü
Gayrı eylemem yorumu
Şu ömrüm seyrinden geçti.
(16)
GÖRMEZ OLAYDIN
Öyle bir devsin ki beni şaşırdın
Bin yılda bir kere bakmaz olaydın
Kem gözünle yataklara düşürdün
Kör ola gözlerin görmez olaydın
Yağmur oldun boran oldun kış oldun
Yoldan çıkıp fravuna eş oldun
Bi sordunda bin kadaya düş oldum
Lal olaydı dilin sormaz olaydın
Tat almadım sohbetinden sözünden
Hem sözünden meymenetsiz yüzünden
Gelip gidip çaldın elin sazından
Kırılaydı elin çalmaz olaydın
Yaza çize bir gün seni yenerim
Bütün şu aleme rezil ederim
Sanmaki ben sensiz ölür giderim
Gelip de Yusuf a çatmaz olaydın.
(17)
O TARLANIN BAŞINDA
Dalında küreği gider tarlaya
O'nun rızkı o tarlanın taşında
Bir avuç suyunu vermez araya
O'nun sırrı o tarlanın yaşında
Elinde orağı derer ekini
Güneş vurmuş siler alın terini
Durmadan çalışır ölüm küreği
O'nun rızkı o tarlanın kaşında
Şelek şelek bir araya toplanır
Harman olur düven koşar taplanır
Yaba ile saman buğday aklanır
O'nun rızkı o tarlanın tığında
Kul Yusuf der emek gitmez boş yere
Yeter ki sen çalış bismillah diye
Allah ım kuluna sen yardım eyle
O'nun rızkı o tarlanın başında.
(18)
BOŞA ARAMA
Senin yerin "gayrı" yoktur yanımda
Yar boynunu büküp boşa arama
Sizin elde bizim elde obada
Göz yaşını döküp boşa arama
Sağımdan solumdan böğrümden vurdun
Mecalim kalmadı gayrı yoruldum
Dertli dolap oldum dönderip durdun
Derdi derde katıp boşa arama
Ömrüm gelip geçti gurbet elinde
Sevdam akıp gitti seyhan nehrinde
Ay da yılda hemi bayram da bile
Sorup süal edip boşa arama
Arpa boyu varamadım ahdıma
Boyun büktüm şu karalı bahdıma
Ettin edeceğin kadar Yusuf a
Diyar diyar gezip boşa arama.
(19)
KOMUTAN
Dağı taşı elleriyle kazıyor
Kara kaşlı kara gözlü komutan
Dört bi yanı orman edip beziyor
Kara kaşlı kara gözlü komutan
Arguvanla Yazıhan ın arası
Uzun uzadıya gider ovası
Fethiye'de gelir mola veresi
Kara kaşlı kara gözlü komutan
Kara çamurluk tan taa güvendiği
Ne mengiği koydu ne de eyniği
Karış karış toprağını eliyi
Kara kaşlı kara gözlü komutan
Gönül vermiş ilim irfan yurduna
Dahası el atmış köy de okula
Birde su bağlatmış büyük pınara
Kara kaşlı kara gözlü komutan
Kul Yusuf der adem oğlu ademsin
Gaflet içindeki körler uyansın
Aliaşıklar oymağından civansın
Kara kaşlı kara gözlü komutan.
(20)
GİDELİM
Derim şu aleme tüm insanlığa
Hacı Bektaş-ın yolunda gidelim
İlmi fenni ile şu yarınlara
Hacı Bektaş-ın yanında gidelim
Gözü yoktur iki yüzlü batılda
Allah indindedir Kur'an yolunda
Atam da dedem de o'nun safında
Hacı Bektaş-ın safında gidelim
İnsanlığı sevgi alıp bürüdü
Fitne fucur olanları eridi
Yıkık bir duvarı sürdü yürüdü
Hacı Bektaş-ın dalında gidelim
Kul Yusuf der köle olam kul olam
O'nun yollarına giden yol olam
Eli beli ağzındaki dil olam
Hacı Bektaş-ın özünde gidelim.
(21)
BİR AYAR GEREK
Gönül derdi alıp kapladı beni
Şu paslı gönlüme bir kalay gerek
Delirdikce gönlüm ağlattı beni
Masar osman gibi bir ayar gerek
İki dünya yok ki birinde kalam
İki ahret yok ki birine ölem
Bilmem hangisinde bir karar kılam
Mey çekip deminde bir seyran gerek
Senden öte ben bir er oğlu erim
Kör değilim amma ben senden körüm
Zararla kapattım nerede karım
Anlaşıldı herhal bir kurban gerek
Kul Yusuf der dünya seninle benim
Bende senin gibi Allah a kulum
Ayrı tutma beni bende insanım
Şu arşı alemi bir tutan gerek.
(22)
YAZAN YAZANA
Memleket karışmış düzen bozulmuş
Hele bak dünya ya bozan bozana
Daha ben yaşarken sin im kazılmış
Riyakardan muska yazan yazana
Çocuk doğdum amma bak yaşım atmış
Yaşayan cahili mest eden lat mış
Bu nasıl dünya ki insanlık batmış
Benliğinden çıkıp azan azana
Kime biat eder neyi söylersin
Sen hangi kitaptan okur inlersin
Derim, sen Allah a şirk mi eylersin
Doğruyu dedikce kızan kızana
Der Yusuf insanlık zayimola
Her insanlık eden enayimola
Kimi görsem yeni çıkmış bahara
Gün yüzü görüp de tözen tözene
23)
BİZİM ELİ UNUTMAYIN
Bir zamanlar hepimizde çocuktuk
Bizim eli unutmayın dostlarım
O tozlu yollarda koşup koşturduk
Bizim eli unutmayın dostlarım
Gel ey karakaşlım gel gel
Gel şahin bakışlım gel gel
Gel ey genci yaşlım gel gel
Bizim ellere şu fethiye’ye
Ahmedi mehmedi garip haydarı
Dört bir yana dikti beton armayı
Birde bir fabrika kurulsa bari
Bizim eli unutmayın dostlarım
Gel ey karakaşlım gel gel
Gel şahin bakışlım gel gel
Gel ey genci yaşlım gel gel
Bizim ellere şu fethiye’ye
Der Yusuf ömrümüz heba olmadan
Emmi dayı bütün köylü dostlardan
Münkir ile nekir hesap sormadan
Bizim eli unutmayın dostlarım
Gel ey karakaşlım gel gel
Gel şahin bakışlım gel gel
Gel ey genci yaşlım gel gel
Bizim ellere şu fethiye’ye.
(24)
ÇOK TÜRKÜSÜ VAR
Onca varlıklarla düşüp kalksada
Gayrı örtünecek ne örtüsü var
Aşıklar şairler göçüp gitsede
Ebedi kalacak çok türküsü var
Rotası bozulmuş bellolmaz yolu
Bir gün batıracak bizi bu gemi
Sardılar millete olanca gamı
Bir değil sırtında çift hörgücü var
Hemi pervasızdı yoğudu vicdan
Azraili görüp oldu bir tutam
O'da adem oğlu idi bir adem
Deli dumrulunda bir sevdası var
Attılar Yusuf u bir kör kuyuya
Umudum mevlada o'nu kayıra
Nice güzellerin düştü çarhına
O'nda yaradan ın hep korkusu var.
(25)
O'NUN ŞİRRETLERİNDEN
Bilmem ki zalimin bana kastı ne
Nere gidem o'nun şirretlerinden
Emir eder emir emir üstüne
Dökülür zalimin dudaklarından
Sanma ki ettiğin sana kalacak
Herkes ettiğini bir gün bulacak
Hakk ın divanına çıkıp duracak
Yüzün varmı senin günahlarından
Namerdin aşına dönüpde bakmam
Ac kalsam da "dostlar" herhalde ölmem
O'nun ile bir lokmaya el sunmam
Çünkü ben usandım hilaflarından
Der Yusuf sinemde yanar ataşım
Lanet olsun olsa bile gardaşım
Ne bi lezzet aldım ne de hoşlandım
Ya Rabbim sen kurtar bunaklarından.
(26)
SILASI VAR
Unutmayın bu ellerde
Sizlerinde atası var
Gurbet el vatanım deme
Sizlerinde sılası var
Çoluk çocuk avrupaya
Uyum sağladı oraya
Çokları uymuş modaya
Sizlerinde modası var
O sele kaptırma seni
Alır gider deli deli
El aç hakka Adem gibi
Sizlerinde mevlası var
Hangisin getirem dile
Gardaş bacı Esengüle
Gurbette işçi köylüme
Kul Yusuf'un sevdası var
Kul Yusuf'un selamı var.
(27)
KİMİ TOZ YUTAR
Bir sahnede pek çok oyun olunca
Kimisi çok güler kimi az güler
Yaz bahar da dağlar çiçek açınca
Kimisi yoz güder kimi kaz güder
Dünya dertli değil insanlar dertli
Dertlinin yüreği hepten çörekli
Yoksulun sırtında yükü katmerli
Kimisi söz eder kimi saz eder
Nedendir şu yüzüm bir kere gülmez
Yoksulun sırtında kambur eksilmez
Fakir fukaralar niye görülmez
Kimisi bir beter kimi bes beter
Kul Yusuf der günü birlik dost olmaz
Zalimden evliya olmaz post olmaz
Seksen milyon halka niye test olmaz
Kimisi bal yutar kimi toz yutar.
(28)
KEYFİNİ GARDAŞ
Sohbetim var nasihattan alana
El için ha bozma keyfini gardaş
Tatlı söz edip de ele yaranma
Gün gelir keserler dilini gardaş
Neylerim malı da neylerim mülkü
Canına düşmandır evladın hepi
Kimisi kurt olmuş kimi de tilki
Günde bir diş yontar malını gardaş
Düşmanın olsa da sakın" karınca
Kimseye karışma salın" halınca
Hasta olup yataklara düşünce
Bir kul gelip sormaz halını gardaş
Münkürlük edenin yüzü gülmesin
Sofrasında bir ekmeği yenmesin
Allah amansıza aman vermesin
Gelir gider keser yolunu gardaş
Her açık kapıdan desdursuz girme
Gördüğün ört görmediğini deme
Kul Yusuf der fitne girerse kalbe
Vallahi kırarlar belini gardaş.
(29)
ÇUNDURUR
Ben de bir adam bilirdim
Gelen gidene çundurur
Bilsem doğarken ölürdüm
Doğan ölene çundurur
Bir deva yoktur bu dert e
Hiç akıl koymadı ser de
Bana değil köre söyle
Topalı kele çundurur
Tüm güzellik Hakk vergisi
Güzeldir gönül sevgisi
Kulağa hoş gelir sesi
Bülbülü güle çundurur
Kul Yusuf der dünya varı
Mutlu etmez ihtiyarı
Bir sararlar toprağı
Dünya ahrete çundurur.
(30)
O ZALİMLERDEN
Ne bir ikram gördüm ne de insanlık
Kendini beğenmiş o zalimlerden
Hakk ın huzurunda olduk davalık
Ben derdimi döktüm o zalimlerden
Beni benliğimden uzak tuttular
Benliğime gizli hile kattılar
Beni benden alıp geri sattılar
Bir zalime düştüm o zalimlerden
Yolcuyum yar yolum gider ırağa
Yıldıza güneşe gökteki aya
El açıp dualar ettim mevlaya
Gel de kurtar beni o zalimlerden
Ağır olur cahillerin töhmeti
Gönüller incitir sözü sohbeti
Evliyalar yüzü suyu hürmeti
Yusuf’uda kurtar o zalimlerden.
(31)
GELMİYOR GAYRI.
Arzuhal eylerim geçmişimle ben
Sizin gibi canlar gelmiyor gayrı
Hep aynı kumaştan giydik'ya, neydem
Sizin gibi canlar gelmiyor gayrı
Şu sinemde çeşit çeşit yaram var
Tabip olmayan bu dertten ne anlar
Nice kışlar geçti nice baharlar
Sizin gibi canlar gelmiyor gayrı
Süzülür gözümden bir ince yaşım
Ufak vücudumu sardı ataşım
Sulari, Nesimi, Muhlis gardaşım
Sizin gibi canlar gelmiyor gayrı
Kul Yusuf der bir kazanda kaynarım
Uğrun uğrun Mahzuni'yi ararım
Ey benim başı dik Feyzo Çınar'ım
Sizin gibi canlar gelmiyor gayrı.
(32)
BU KADER BENİ
Ateşlere atıp beni yaktıkca
Savrulan kül eder bu kader beni
İnlediğim yüce arşa çıktıkca
Gürleyen göğ eder bu kader beni
Ben inlerim zalim kahbece güler
Bakın şu halime beterden beter
Yeter ey Allah ım çektiğim yeter
Tanınmaz el eder bu kader beni
Kahbe felek senin yıkılsın evin
Şu yalan dünyada neyim var benim
Kimi ağam oldu kimi efendim
Yerlere çul eder bu kader beni
Kul Yusuf der dosta yaranamadım
Sırtımı verecek yoktur bir dağım
Yüce hakka kolum açıp yalvardım
Şeytana kul eder bu kader beni.
(33)
YAŞATACAK BİRİ YOKMU
Usandık şehit görmketen
Durduracak biri yokmu
Yakasız gömlek giymekten
Kurtaracak biri yokmu
Üç aşağı beş yukarı
Kimseler sarmaz yarayı
Unutma Dumlupınarı
Öğretecek biri yokmu
Milliyetim Türktür benim
Ben bir asil dost milletim
Elbisem oldu kefenim
Ağlayacak biri yokmu
Ben köylüyüm budur halım
Benim yoktur çırağanım
Ey karakaşlı komutanım
Emredecek biri yokmu
Der Yusufum gönlüm kırık
Ayağımda yırtık çarık
Memleket uğruna öldük
Yaşatacak biri yokmu.
(34)
BORÇLU ÇIKTIM
Hakk Muhammed Ali diye
Dara durup özlü çıktım
Farz olan kırklar cemine
Özlü girip yüzlü çıktım
Her gördüğüm hızır sandım
Söylenen söze inandım
Avrupa da hayli kaldım
İslam gidip haclı çıktım
Levhi mahfuz da Hakk katında
Gör bakam kim ahkamında
Hele Muharrem ayında
Oruç tutup güclü çıktım
Kul Yusuf gir hecesine
Hele bak neticesine
Bizim köyün hocasına
Selam verip borçlu çıktım.
(35)
YUSUF"SUZ YAŞARIM
Can yoldasım oldu zalim yoksulluk
Varlık bensiz ben varlıksız yaşarım
Gayrı geçti ömrüm vay zalim bolluk
Çare bensiz ben çaresiz yaşarım
Renkli renkli bağladığım ipleri
Tane tane saysam bulur binleri
Boşuna dökülmüş alnımın teri
Para bensiz ben parasız yaşarım
Hakk yarattı beni geldim dünyaya
Dua ettim o na veren hüdaya
Doğru deyip uydum yanlış fetvaya
İman bensiz ben imansız yaşarım
Bir ayar etmeli gönül bendimi
Ne haddime kıram garip gönlümü
Elli yıldır arar oldum kendimi
Yusuf bensiz ben yusuf'suz yaşarım.
(36)
BULUP GİDERSİN
Bir pazarda bin bir çeşit olursa
Ondan bundan şundan alıp gidersin
Bir gün bu suların gözü kurursa
Belki sende yelken açıp gidersin
Şu dağlarda orman hayat kaynağı
Kaynayan suları besler yaylayı
Kekliği ördeği birde sunayı
Çeker tüfengini vurup gidersin
Bunca yıldır çektim senin kahrını
Düşünmedin bu gün ile yarını
Söz edip de kırma garip gönlümü
Bazan kör şeytana uyup gidersin
Ay batar gün batar karanlık olur
Yağmur yağar bulut bulanık olur
Gün doğar dünyaya seyranlık olur
Yusuf’uda öyle bulup gidersin.
(37)
FETHİYE HAVASI OLSUN.
Öldüğümde baş ucumda eger ağıt yakarısan
Arguvan havası olsun, amanı da bol olsun yar
Hıçkıra hıçkıra canım ağıt eder ağlarısan
Sülmenli havası olsun, amanı da bol olsun yar
Tufan olsun boran olsun bir hışmınan aksın çaylar
Yan yatsın bir tarafına yıkılsın o yüce dağlar
Bir gün hakk a yürürüsem yakılsın dertli ağıtlar
Morhamam havası olsun, amanı da bol olsun yar
Ara sıra düşüp kalktım yokluğunan varlığınan
Altın köşkte olsam bile gideceğim yek canınan
Hakk tecelli ettiğinde yolcu edin ağıdınan
Karaca havası olsun, amanı da bol olsun yar
Ölmem diyen sevinmesin herkes eşit o makamda
Bir gün hesap verecekler hemi o yüce divanda
Yıldan yıla kabrime gel ağıtlar yak her bayramda
Mezirme havası olsun, amanı da bol olsun yar
Çorak tarla gibi benim ömrüm gelip geçti kurak
Gücüm yetmez ki feleğe ayaksız atını vurak
Bülbül gibi figan edip Kul Yusuf a ağıtlar yak
Fethiye havası olsun, amanı da bol olsun yar.
(38)
SEMAHA BENZER.
Allahin emrinde arşı alemde
Gördü Hak Muhammet Aslan’a benzer
Hasan ile Hüseyin’in gönlünde
Gönüller sultanı merdana benzer
Zeynel Abidin’i sakladı diri
Muhammet bakırda gam ile derdi
İmam Cafer Sadık imamlar piri
İçi ayet dolu kuran’a benzer
Musa Kazım ile imamı rıza
Gökteki melekler ağladı size
İmam Taki Naki ümmette özde
Şekere şerbete şirana benzer
Cefa çeker Hasan Ali Asker’i
İmam Mehti kapatmadan defteri
Kul Yusuf’un ehlibeyte hörmeti
Oruca niyaza semaha benzer.
(39)
BU NASIL ADAMLIK
Bir kere danışam demez kimseye
Bu nasıl insanlık nasıl adamlık
Borcu sardık kundakdaki bebeğe
Bu nasıl insanlık nasıl adamlık
Bilmez oldu varım ile yoğumu
Görmez oldu azım ile çoğumu
Çaldıkca çalası geldi davulu
Bu nasıl insanlık nasıl adamlık
Bazı cahil var ki demez Atatürk
Nice körler var ki görmez Atatürk
Münafık olanlar demez Atatürk
Bu nasıl insanlık nasıl adamlık
Kul Yusuf der erim erim eridim
Yel estikce kurum kurum kurudum
Onun bunun için boşa yoruldum
Bu nasıl insanlık nasıl adamlık.
(40)
BİZİM KÖYÜN SİTESİNDE
İki türlü pencere var
Bizim köyün sitesinde
Boş kaynayan tencere var
Bizimköyün sitesinde
Altını ne bilir körler
Gümüşe rağbet ederler
Olur olmaza bey derler
Bizim köyün sitesinde
Cemimiz var" Hakka varmak
Camimiz var" secde kılmak
Havramız var" çanlar çalmak
Bizim köyün sitesinde
Her gelen bir yazı yazar
Yazdıkca aslını bozar
Döner Kul Yusuf u üzer
Bizim köyün sitesinde.
(41)
KERNEK BOYU
Beydağından aşağıya
İner gelir kernek boyu
Kernekdeki güzel yare
Döner gelir kernek boyu
Kernege gel kernege yar
Elin uzat elime yar
Kurban olam köle olam
Fethiyeli güzele yar
Fethiye de güller açar
Dalın da bülbül şakılar
Bahar da körpe kuzular
Meler gelir kernek boyu
kernege gel kernege yar
elin uzat elime yar
kurban olam kölen olam
fethiyeli güzele yar
Kul Yusuf der kernek parkı
Döner gider dünya çarkı
Gonca gülün muradını
Alır gelir kernek boyu
Kernege gel kernege yar
Elin uzat elime yar
Kurban olam köle olam
Fethiye li güzele yar .
(42)
KIRMAYIN BİZİ
Sizin zulmünüzden usandık gayrı
Ne incitip nede yormayın bizi
Geldi geçti "boşa" dünyanın devri
Ne ağlatıp nede kırmayın bizi
Gün oldu beyleri sırtlayıp aldık
Gün oldu onların yerine yandık
Bir dilim ekmeği kırk kişi böldük
Ne kandırıp nede sormayın bizi
Ya Bismillah deyi yola gideriz
Hakk Muhammed Ali deyi inleriz
Ne mürütiz bizler nede şeyhleriz
Ne gül atıp nede asmayın bizi
Kul Yusuf der gözlerimin perdesi
Döküldükce dökülüyor şöhresi
Biz mazlumuz ey mervanın meyvesi
Ne saldırıp nede yakmayın bizi.
(43)
KANLI KATİL
Halkı bilmeyenler Hakka düşmandır
Bizim memleketin kanlı katili
Seni de yaratan mevlam pişmandır
Bizim memleketin kanlı katili
Halil İbrahim in hanif dininden
Gün geldi de çıktın o'nun yolundan
Nice yigitleri ettin canından
Bizim memleketin kanlı katili
Bizim bu aslımız adem aslından
On iki İmamdan Hünkar neslinden
Bitler dökülüyor kıllı postundan
Bizim memleketin kanlı katili
Kul Yusuf der yoktur bunun ilacı
Kimin yüreğinden çıkar bu acı
Bu insanlık senden olur davacı
Bizim memleketin kanlı katili.
(44)
NİYAZIMIZ ALLAH İÇİN
Nur ali babanın yurdu
Niyazımız Allah için
Abuseyf dede de derdi
Niyazımız Allah için
Hem şahin hem gözü benli
Erenler katında yeri
Fethiye de kızıldeli
Niyazımız Allah için
Ya aliseydi sultanı
Hem derviş hemde yılanı
Ocaktır ahmet turanı
Niyazımız Allah için
Yüce abdul vahap gazi
Gelincik anaya nazı
Dergahına kul et bizi
Niyazımız Allah için
Hasan basriyi görenler
Suya gark oldu erenler
Hak için haka gidenler
Niyazımız Allah için
Zeynel abidinin demi
Semah döner eder cemi
Oniki imamların nesli
Niyazımız Allah için
Kara direk ocak yeri
Vaylo dede ordan biri
Bizim el erenler gölü
Niyazımız Allah için
Çek Yusuf'u dara söyle
Gel hakk tan etme eyleme
Pirim ali gel mürteze
Niyazımız Allah için.
(45)
KÖYLÜ GELİN
Hani güzelliğin nerde
Ak gerdanlı köylü gelin
Kim attı seni bu derde
Bahtı kara dertli gelin
Bağrı yanık gözü kara
Gönül dağı ala bora
Bir dumanlı karlı dağda
Çiğdem çiçek gülü gelin
Gün gelir derdi sağılır
Gam gasefeti dağılır
Yıl döner gün bayram olur
Her bayramın nuru gelin
Kahbe felek ağ ördükce
Ağ içinde tığ döndükce
Ben beni sende buldukca
Kul Yusuf un günü gelin.
(46)
EL OLDUM GARDAŞ
Her güzele güzel deyip bakmazken
Gidip bir çirkine yar oldum gardaş
Her halıya varıp ayak basmazken
Kendim kuru yerde çul oldum gardaş
Arguvan da yanık türküler çalsın
Dört bi yana rüzgar ile dağılsın
Gün kararsın gece sabah olmasın
Seher vakti yanıp kül oldum gardaş
Merhamet eyleme beklemem medet
Her derdin ardından çekerim zahmet
Dertlere karışıp ben de oldum dert
Derdi çeke çeke maf oldum gardaş
Der Yusuf içimde bir ateş yanar
Ateşim söndürmez yağan yağmurlar
Bir selam vermeden geçer yarenler
Herhal fethiye de el oldum gardaş.
(47)
GARİP MİRTO
Bir zamanlar bizim elde
Vardı bizim garip mirto
İnsanlığı perde perde
Gördü bizim garip mirto
Dosları kırdı belini
Bir görün garip halini
Karlı dağ gibi eridi
N'oldu bizim garip mirto
Kaf dağından aşırdılar
Bir ovada şaşırdılar
Kuyu kazıp düşürdüler
Kördü bizim garip mirto
Der yusuf dostunu dene
Neme lazım deyip geçme
Bir kaç zalimin elinde
Öldü bizim garip mirto.
(48)
AK YILDIZIM
Yıldız dağı yıldız dağı
Nerde benim ak yıldızım
Bir yolunu göster bari
Nerde benim baht yıldızım
Kimi çıkar kimi batar
Kimi gök yüzünde akar
Önüme çıkan bulutlar
Nerde benim taç yıldızım
Bu ne iştir darda kaldım
Ne başım var zorda kaldım
Bu gidişle burda kaldım
Nerde benim düş yıldızım
Der Yusuf ey yıldız dağı
Başı boranlı dumanlı
Yıldızların baş çobanı
Nerde benim baş yıldızım.
(49)
DUY DA İNANMA
Gel ey benim yigit halkım
Gel de inanma zalime
Gasp edilen senin hakkın
Bil de inanma zalime
Çok gördük biz, söz vereni
Söz verip de çark edeni
Çöplükten ekmek yiyeni
Gör de inanma zalime
Gafil olup düşme gönlüm
Yanılıp da şaşma gönlüm
Güzel halkım yigit köylüm
Der de inanma zalime
Kul Yusuf der hayli beyler
Kuşatmış halkı cevreyler
Dakkada kırk yalan söyler
Duy da inanma zalime.
(50)
DAR GÖRÜŞLÜ İNSANLAR
Bütün yurt ağladı genci gocası
Neler yaptı dar görüşlü insanlar
Sahte bir avukat birde hocası
İşte bunlar dar görüşlü insanlar
Ulu orta yargımızı yerenler
Anayasamızı düşman görenler
Gazetede boy boy resim verenler
İşte bunlar dar görüşlü insanlar
Cumhuriyetime bomba atanlar
Öz bilginlere kurşun sıkanlar
Perde arkasında lobi yapanlar
İşte bunlar dar görüşlü insanlar
Kul Yusuf der aklımızı aldılar
Birer birer gönlümüzü çaldılar
Ecevit'i ne hallere saldılar
İşte bunlar dar görüşlü insanlar
(51)
ALİ'NİN YERİ
Arayı arayı ben de bulduğum
Allah bir Muhammed Ali'nin yeri
Göz yaşımı döküp dara durduğum
Allah bir Muhammed Ali'nin yeri
Sende güldün (benim) garip halime
Gel yetiş (ya hızır) gayrı carıma
Divanına durdum ahir zamanda
Allah bir Muhammed Ali'nin yeri
Kırklar meydanında döner ulular
Yüce Hakk a secde eder veliler
Kullar var ki öteleri görürler
Allah bir Muhammed Ali'nin yeri
Ben bir kulum adım Yusuf Aslan'dır
Ne bir beydir ne vezir'dir sultan'dır
Benim gönlündeki ulu divan'dır
Allah bir Muhammed Ali'nin yeri.
(52)
ŞAŞAR BEŞERSİN
Sende benim gibi insan oğlusun
Madem ki insansın şaşar beşersin
Sanma ki mevlanın özel kulusun
Tur dağını kalkıp nasıl aşarsın
Yoksulu unutup yandaş eğlersen
İşçiye çiftçiye döner küsersen
Bu gün yarın benden bir oy istersen
Avucunu yalar boşa düşersin
Gelip gidip bizi taşlarsan eğer
Acı sözlerinle haşlarsan eğer
İkilik edip de dışlarsan eğer
Kendi çukurunu kendin eşersin
Gelir gider çıynar kırmızı halı
Ne haldedir sormaz emekli dulu
Zehir zıkkım olur yetimin hakkı
Der Yusuf yedikce hakk tan şaşarsın.
(53)
SEN BENİM
Zalim nerden girdin benim gönlüme
Gençliğimi haram ettin sen benim
Gölge oldun sağlığıma ömrüme
Gençliğimi haram ettin sen benim
Mevlam düşürmesin zalim eline
İncinir de varamazsın farkına
Gene şükreylerim kendi halime
Gençliğimi haram ettin sen benim
Bütün dertler sanki gardaşım olmuş
Zalim can evime bağdacı kurmuş
Iyilik meleği ömrümü çalmış
Gençliğimi haram ettin sen benim
Kor oldu yanıyor bağrımın içi
Şu fukara ömrüm hayalle geçti
Taksanda yusuf,a padişah tacı
Gençliğimi haram ettin sen benim.
(54)
İÇİRDİN YAR
Derdi bana ilaç ettin
Yudum yudum içirdin yar
Bir ekmeğe muhtaç ettin
Gıdım gıdım yedirdin yar
Bir ateşe düşüp yandım
Yanıp çırpındı bu canım
Böyle kör talihi yarim
Tadım tadım tattırdın yar
Yaptığın işler canıma
Gelmez mi yar ağırıma
Ölümle burun buruna
Adım adım getirdin yar
Gülüp eğlenir Yusuf la
Akşam sabah çeker fetva
Beş metre bezi canıma
Sarım sarım sardırdın yar.
(55)
TARAF OLDUM
Her derdinen savaş ederiken ben
Bak senin yüzünden ber taraf oldum
İki geri bir ileri giderken
Tökesleyip yaşlı bir bunak oldum
Çivi deyi şu çakılan" dağlara
Kol kanat geriyor yalan dünyaya
Başı boş dolaşan nice berdoşa
İçtikce içilen mey şarap oldum
İçin için dert çekip de ağlayan
Yüreğini ateşlere dağlayan
İnsan doğup insan gibi olmayan
Öylesine bile kül toprak oldum
Benim şikayetim ulu mevlaya
Gel mevlam sen acı garip kuluna
Kul Yusuf der yaradan ın yoluna
Yüzler süre süre hep turap oldum.
(56)
HATIRIN SORAMIYORUM
Şu gönlümde yanan öyle sevda ki
Aklımı başıma alamıyorum
Bana ilham veren öyle mevla ki
Ararım cihanı bulamıyorum
Gayrı gönlüm kırık, derdim derince
El uzatsam yare varamıyorum
Hiç aklımdan çıkmaz, her gün her gece
Yatarım rüyamda göremiyorum
Böyle acı böyle keder bize mi
Şu aciz halime yanamıyorum
Yusuf gibi iki cihan güzeli
Bir kere hatırın soramıyorum.
(57)
AKLIM
Şu gönlümü kandırıp da azdırma
Ben senin elinden usandım aklım
Ha bre deh dedin boşu boşuna
Sefil tabanlarımı dağladın aklım
Yarışma eli ile yolda kalırsın
Sen kendini akıllı mı sanırsın
Çağ atladık desem hiç anlamazsın
Ne hatır ne gönül bilmedin aklım
Bir alime bir bilgeye varayım
Senden öte bir akılı sorayım
Bırak yakam ben akılsız kalayım
Bu ne hamlık, hala olmadın aklım
Kul Yusuf der bir hız ile yaşarsın
Gençlik elde iken akıp coşarsın
Boyundan derine girip çıkarsın
Bir kuru kafaya sığmadın aklım.
(58)
BİZİM ÜLKEDE
O'nun gibi nice gençler yetişir
Eger ki doğdukca bizim ülkede
Cumhuriyet şeriatla depreşir
Eger ki battıkca bizim ülkede
Her şeyi bilip de çıkar ortaya
Kim inanır böyle boş hurefaya
Yüz bin kere lanet olsun mundara
Eger ki öldükce bizim ülkede
Onun gibi insan olmaz olaydı
Benden değil Allahından bulaydı
Yedi sülalesi batal kalaydı
Eger ki oldukca bizim ülkede
Garip Kul Yusuf der böyle melanet
Mutlak bir gün gelir bulur kıyamet
Günde yüz bin kere ederim lanet
Eger ki andıkca bizim ülkede.
(59)
NELER NELER VAR
Nutuk kitabını açtım okudum
Okuda içinde neler neler var
Okudukça erdim kendimi buldum
Binbir kelam gibi neler neler var
Bir takım soysuzun sorun derdi ne
Bu gidişat doğru değil şerri ne
Vaz geçmişler niceleri terkine
Bu vatan içinde neler neler var
Rauf bey SEVR'de onurum kırdı
İnönü LOZAN'da yaramı sardı
Bütün bu heyecen şark ile garbı
Aldıda yürüdü neler neler var
Kul Yusuf der daha neler neler var
Şarktan garba kan dökülmüş keder var
Yüce Atamızdan yurda haber var
Bir gözat Nutuğa neler neler var.
(60)
CEYLANIM
Üzgün üzgün dolaşır
Gözü yaşlı ceylanım
Melül mahsun ağlaşır
Kalem kaşlı ceylanım
Dağı karlı ceylanım
Yüzü nurlu ceylanım
Bu nasıl kör kadermiş
Kör kaderli caylanım
Bir yavru kuzu gibi
Anasız kalmış hemi
Mevlam korusun seni
İnci dişli ceylanım
Dağı karlı ceylanım
Yüzü nurlu ceylanım
Bu nasıl kör kadermiş
Kör kaderli caylanım
Kul Yusuf der gel beri
İki gözümün nuru
Olgunluk çağa erdi
Ağır başlı ceylanım
Dağı karlı ceylanım
Yüzü nurlu ceylanım
Bu nasıl kör kadermiş
Kör kaderli caylanım.
(61)
VAKİT DURUR
Hele bakın şu zalime
Memleketi satıp durur
Bir dinim var siyasete
Gece gündüz katıp durur
Üç koyun la iki keçi
Denk eylemiş gider göçü
Ne çiftçi der nede işçi
Kılıç kalkan çalıp durur
Hem şeriat hem tarikat
Hem marifet hem hakikat
Adam işinde hamarat
Bol keseden atıp durur
Dinden yana görüşleri
Ne genişmiş, bak düşleri
Akla sığmayan işleri
Her nedense yapıp durur
Kul Yusuf der bak lafıma
Sözüm laftan anlayana
Gelmez olaydı cihana
Geldi deyi vakit durur.
(62)
KÖR EYLESIN
Şikayetim vardır pire
Pirim seni kör eylesin
Ah çekerek düştüm derde
Ahım seni kör eylesin
Avrupadan ta asyaya
Anadan doğmamış daha
Şikayetim ulu hakka
Hakkım seni kör eylesin
Hayli yüce olsa dağın
Yerde kalmaz benim ahım
Oniki imam Ali şahım
Şahım seni kör eylesin
Kul Yusuf olsa kuru dal
Özü şerbet hemide bal
Köle oldum vur canım al
Rabbim seni kör eylesin.
(63)
BU DÜNYADA
İn mi cin mi bilmem nesin
Bu dünyada bu dünyada
Ahraz sağır hemi körsün
Bu dünyada bu dünyada
Hemi de iki cihanda
Karıştın Hakk ın işine
Dulda oldun güneşime
Sen neler açtın başıma
Bu dünyada bu dünyada
Hemi de iki cihanda
Uyma münkürün aklına
Uyup da gönlümü kırma
Lanet olsun münafığa
Bu dünyada bu dünyada
Hemi de iki cihanda
Kul Yusuf der ikrar veren
Bağlanır o yola giren
Varam dosta derdim dökem
Bu dünyada bu dünyada
Hemi de iki cihanda.
(64)
ŞEYTANA PAPUÇ
GİYDİREN
Göz koyup gönüller yıktı
Şeytana papuç giydiren
İblisten de öte gitti
Şeytana papuç giydiren
Bir laf atıp inandırır
Bütün alemi kandırır
Suyu baştan bulandırır
Şeytana papuç giydiren
Ne gökte var ne yerde var
Ne şamda var ne şerde var
O'nun gibisi nerde var
Şeytana papuç giydiren
Der Yusuf bu şeytan kini
Gördükce incitir beni
Bir ipe dizmiş alemi
Şeytana papuç giydiren.
(65)
YAYLALAR
Ne durursun öyle çadır direği
Seni bekler, senin yerin yaylalar
At üstünde gider ağası beyi
Obalar çeken neyin yaylalar
Yeşillenir bahar da çiçekler açar
Yükünü denk eden yaylaya göçer
Sende konan göçen suyunu içer
Canlara can katar suyun yaylalar
Dügünlerde vurulur çifte davullar
Neşeye bürünür dağlar ovalar
Yamaç yamaç kuruludur obalar
Yıllar yılı böyle huyun yaylalar
Ata binmiş cirit atar yigitler
Kaş kaş olup bakar kızlar gelinler
Bir başka oluyor şu bizim eller
Yusuf ada koş gel deyin yaylalar.
(65)
YAYLALAR
Ne durursun öyle çadır direği
Seni bekler, senin yerin yaylalar
At üstünde gider ağası beyi
Obalar çeken neyin yaylalar
Yeşillenir bahar da çiçekler açar
Yükünü denk eden yaylaya göçer
Sende konan göçen suyunu içer
Canlara can katar suyun yaylalar
Dügünlerde vurulur çifte davullar
Neşeye bürünür dağlar ovalar
Yamaç yamaç kuruludur obalar
Yıllar yılı böyle huyun yaylalar
Ata binmiş cirit atar yigitler
Kaş kaş olup bakar kızlar gelinler
Bir başka oluyor şu bizim eller
Yusuf ada koş gel deyin yaylalar.
(66)
DİNSİZ DÜRZÜ
Gönül verip hızır sanma
Şu bizim dinsiz dürzüye
Yar Ali yar der ya kanma
Şu bizim dinsiz dürzüye
İki dinli o rezile
Bak ki tarikata girer
Bak ki toplu zikir çeker
Hoca bile gıpta eder
Şu bizim dinsiz dürzüye
İki dinli o rezile
Ne yol bilir ne erkanı
Ne hakk bilir ne süphanı
Görünsün şahı sultanı
Şu bizim dinsiz dürzüye
İki dinli o rezile
İçi kirli bir viransın
Şeytana benzer kıransın
Kul Yusuf nasıl yaransın
Şu bizim dinsiz dürzüye
İki dinli o rezile.
(67)
NE SEN BENİ SEVDİN
NEDE BEN SENİ
Ben sana kölemiyim ey vicdansız
Ne sen beni sevdin nede ben seni
Tükettin ömrümü böyle imansız
Ne sen beni sevdin nede ben seni
Yaşadığım şu dünyanın içinde
Gözüm yoktur sarayında tacında
Yalan dolan ile koşma peşimde
Ne sen beni sevdin nede ben seni
Gün görmedim, ağladım her çağımda
Kurban kesip et yemedim dünyada
Rahat verip güldürmedin hayatta
Ne sen beni sevdin nede ben seni
Kul Yusuf pervane gibi dönüyor
O yanmış yüreği böyle sönüyor
Allah da biliyor kulda biliyor
Ne sen beni sevdin nede ben seni.
(68)
ÖMRÜMÜ
Gel güzel dost sana derdimi dökem
Vefasız buz gibi etti gönlümü
Sanki memlekette ulu bir ahkam
Ağzımda lal etti tatlı dilimi
Bir muhabbet ettim iyi anımda
Hiç görmedim öylesini dünyada
Yaktı beni, tomurcukken dalımda
Baharda kışladı döktü gülümü
Hiç rahat görmedim bunca ömrümde
Huzurum kalmadı bile evimde
Vurdum duymaz (zalim) kendi deminde
Gurbetten gurbete sardı dengimi
Kul Yusuf der iyi olsa yarınlar
Düşündükce yarelerim derinler
Nerde kaldı bizi seven insanlar
Bir vefasız böyle yedi ömrümü.
(69)
BİR GÜN GÖTÜRÜRLER
Tecelli etti mi cana
Bak ki bir gün götürürler
Yükün cevahir olsada
Bak ki bir gün götürürler
Gece gündüz inlesende
O gizli sırra ersende
Bin yıl kalıp eğlensende
Bak ki bir gün götürürler
Güç kalmaz güclü sesinde
Tıkanmıştır nefesinde
Ayaksız atın üstünde
Bak ki bir gün götürürler
Kul Yusuf der sözüm kati
Gelen gider kalmaz baki
Geldimi ecel saati
Bak ki bir gün götürürler.
(70)
SEVEMİYORSUN
El alemi küçümseyip hor görme
Sen kendini niye büyütüyorsun
Gayret edip (boşa) kendini yorma
Sen kendini niye azdırıyorsun
Umutlar dağıtıp kandırma beni
Kimseyi kandırıp incitme emi
Sen eli tanıman nede el seni
Sen kendini niye bilemiyorsun
Oturup da lokma yemem seninen
Kırıp incittin sen beni dilinen
Gölge olma başka ihsan istemem
Sen kendini niye göremiyorsun
Kul Yusuf der insan doğdum, insanım
Benim senden öte hakka imanım
Ali aba Ehlibeyt e turabım
Sen bunları niye sevemiyorsun.
(71)
KOLAYMI
Yar tüketti beni elin kahırı
Günde binbir kere ölmek kolaymı
Yavrum vardı boyun büktüm ahırı
Şu kahbe feleği yenmek kolaymı
Geçemedim beydağının karından
Ok yemiş marala döndüm zarından
Sarı sarı sular aktı yaramdan
Merhem sürüp iyi etmek kolaymı
Kara günler geçmiyor böyle
Canın üzme (babo) az daha hayle
Atmışım kendimi zalim gurbete
Bu kara yazıyı silmek kolaymı
Kul Yusuf der ömrüm böyle giderse
Kapanmış bir yarem geri teperse
Yavrular kenarda boyun bükerse
Şu yalan dünyada gülmek kolaymı.
(72)
ÇALIŞIRMI
Allah'ın mümin kıldığı
Münafıkla karışır mı
Kulların şeytan bildiği
İnsanlığa çalışır mı
İki kat sersem döşeği
Ayırsam da baş köşeyi
Atın yerine eşeği
Bağlamak hiç yakışır mı
Yetiş ya Ali carıma
Kitabı mübin aşkına
Sığındım Zülfikarına
Kın da kalıp eğleşir mi
Kul Yusuf düşer peşine
Umarım girer düşüme
Niyaz etsem Post nişine
İki çift laf şöyleşir mi.
(73)
GÖRMÜŞE BENZEDİM
Avrupa asyayı gezip dolaştım
Ne gezmişe ne görmüşe benzedim
San ki şeytan ile ikiz kardeştim
Ne doğmuşa ne ölmüşe benzedim
O'da benimgibi olsun muamma
Mevlam bir gün nasip etsin fatiha
İblis olup beni kandırdı amma
Ne bilmişe ne sezmişe benzedim
Mevlanın verdiği şu ömrüm zayda
Alıp sattım amma karım hay hayda
Pazar yeri benim olsa ne fayda
Ne almışa ne satmışa benzedim
Gönül vermem bu dünyanın varına
Dünya malı fayda vermez karuna
Kul Yusuf der yandım nemrut narına
Ne yanmışa ne pişmişe benzedim.
(74)
AHA GİDERİM DÜNYA.
Kim gelmişde mutlu olmuş dünyada
Aha geldim aha giderim dünya
Biz doğarken secde kıldık mevlama
Aha geldim aha giderim dünya
Bir kimse inanmaz fakir sözüne
Keşke toprak dolayıdı gözüme
Avrat bile bakmaz oldu yüzüme
Aha geldim aha giderim dünya
Evi barkı atıp keyfe gezmedim
Bir kimse incitip canlar üzmedim
Bu kötü kaderi kendim yazmadım
Aha geldim aha giderim dünya
Kul yusuf der kalkıp kimlere küsem
Can dostlarım zalim kime ne diyem
Gün bu gündür saat bu saat demem
Aha geldim aha giderim dünya.
(75)
VARILMAZ SANA
Menzili ne kadar uzak olsada
Varacağım yere varılmaz sanma
Hasatlar toplanır kalmaz tarlada
Harman yerlerine garılmaz sanma
Hile baz düzene ortak oldular
Garip yigitlerde karar kıldılar
Ağa bey oldular, adam oldular
Bu milletin ahı çekilmez sanma
Gidip de zalime eylemem mihnet
Dostluğundan fazla olur muhannet
Senin olsun yer yüzünde güc kuvvet
Gün gelir başına çevrilmez sanma
Garip Mirto derdin açar Yusuf a
Gönül gözü körler düşer temaşa
Vallah senin olsa cenneti ala
Günahın boynuna takılmaz sanma.
(76)
NE YAZIK
Ayet ayet indi Allah'ın emri
Hidayete ermeyene ne yazık
Muhammed Ali'nin kuşak kemeri
Bellerine sarmayana ne yazık
Bilmem ki zalimler neyi yeğliyi
Kopardılar içimde ki sevgiyi
Çalıştırır garip mahsun işçiyi
Çalıp çalıp vermeyene ne yazık
Hep dile getirdim özlemimi ben
Allah için var mı Hakka meyleden
Çaldıkca çaldılar seni gönlümden
İkilikten dönmeyene ne yazık
Kul Yusuf der ben bu elden biriyim
Hemi divaneyim hemi deliyim
Hayvan değil ben her şeyi görüyüm
Allah için görmeyene ne yazık.
(77)
İNSAN OĞLUDUR
Yer yüzüne dolmuş mahluk alemi
Akıllı olanı insan oğludur
Öyle veya böyle koca dünyayı
Evirip çeviren insan oğludur
Bazı insan oğlu bihayli deli
Sırtını sürecek arar bir çalı
İnsan bile güder şeytan olanı
Dünyayı hiç gören insan oğludur
Bozarlar dünyanın düzen dirliği
Kurulmuş düzeni bütün birliği
Şu koca dünyada canlı varlığı
Kendi neslin yiyen insan oğludur
Şu mazlumlar zalimlere bi kurban
Ta galibeladan gelir bu devran
Şairlikte senin neyine aslan
Kul Yusuf u kıran insan oğludur.
(78)
HER ŞEY SANA AYAN BİLİRSİN
Ey Allah'ın kulu bi kere dinle
Sen kendini nasıl şerde bulursun
Gidip de münküre biat eyleme
Niye zebaniye teslim olursun
Belki Allah'ındır ahiret dünya
Varmı her insana kurduğu hülya
Yüzüne tutarsa sihirli ayna
Neler ettiğini orda görürsün
Kitabı mubinde ismi yazılı
Adem peygamberden bile ezeli
Işık gördü bir kubbede, gezeli
Nasıl olur sen bu yoldan kalırsın
Kul Yusuf der Hakk tan olursun uzak
Zulmedip, kendini eyleme azat
Göcüm yetmez benim, münkürü gözet
Bütün her şey sana ayan bilirsin.
(79)
PİŞE PİŞE YANDIKCA
Bir ömür almadım alacağımı
Geldi geçti ömrüm boşa, durdukca
Ben felekten buldum bulacağımı
Bak şunun yaptığı işe kandıkca
Meze ettim şarabıma soğanı
Zehir ettim duman ile havamı
Her taraftan kararttılar dünyamı
Gelde bu dünyada yaşa durdukca
Kimin ne hakkı var eli yormaya
Elin ne hakkı var beni yormaya
El attılar yakam paçam yolmaya
Beni çevirdiler kuşa döndükce
Kul Yusuf der yana yana kavruldum
Döne döne kemiğimden ayrıldım
Bir kazan da kuzu gibi çevrildim
Ateşlerde pişe pişe yandıkca.
(80)
YAR SENİ
Ben bülbülün olam gülüm sen de gül
Konam konam koklayayım yar seni
Benim gibi zar eyleme sen de gül
Görem görem koklayayım yar seni
Dalım kolum olan yar sesim olan
Elim kolum olan nefesim olan
Ey sevdiğim sana hasretim inan
Sevem sevem koklayayım yar seni
Kurban olam Malatya'ma elime
Canım Arguvan a o Fethiye'me
Cesedim bağrına sar toprak ile
Saram saram koklayayım yar seni
Kul Yusuf der yarenine dostuna
Ali aba Ehlibeyt aşkına
Yar elinden güller atın üstüme
Buram buram koklayayım yar seni.
(81)
EBTER
Bu ne cüretkarlık ey ehli kitap
Sana hıncı olan asıl ebterdir
Cehennem ehline neylesin çalap
Sane hıncı olan asıl ebterdir
Bak işte yaklaştı o yaklaşıcı
Yoktur ona hakktan başka açıcı
Çağırır kendine o çağırıcı
Sana hancı olan asıl ebterdir
O zikir o vahi o'namı gelmiş
Birde derler o'nun sözü yalanmış
Böyle bi yaklaşım ateşe salmış
Sana hıncı olan asıl ebterdir
Ali Kur'an-ladır Kur'an Ali'de
Konuşan Kur'an-dır Ali hemide
Kul Yusuf der benim sözüm münküre
Sana hıncı olan asıl ebterdir.
(82)
GAYRI SÖZÜM GEÇMEZ OLDU
Eskidenmiş er kişilik
Gayrı sözüm geçmez oldu
Öne çıkınca dişilik
Gayrı sözüm geçmez oldu
Bir şey değil umurunda
Beydağından serin yayla
Hani eşitlikte var ya
Gayrı sözüm geçmez oldu
Bu ne surat bu nasıl hal
Diz boyu aldığı vebal
Bir söyle beş de cevap al
Gayrı sözüm geçmez oldu
Der Yusuf derdime yanam
Zehir oldu helal sofram
Yaş haddinden kaçtı tren
Gayrı sözüm geçmez oldu.
(83)
GÜCÜ YETEN YETENEMİ
Bu milletin suçu neydi
Gücü yeten yetenemi
Orta doğu böylemiydi
Gücü yeten yetenemi
Bir ölen bir daha ölmez
Ayıp ayıpla örtülmez
Demokrasi böyle gitmez
Gücü yeten yetenemi
Dünyanın suyu çekildi
Fitne tohumu ekildi
İnsanlık böyle yıkıldı
Gücü yeten yetenemi
Kul yusuf der aşikarız
ATATÜRK ' ün yolundayız
Bilgisayar çagındayız
Gücü yeten yetenemi .
(84)
HESAP İLE DÖNÜYOR
Bak şu güzel göğe o verdi ölçü
Güneş ve ay hesap ile dönüyor
Senin olmaz dünya sapkın inkarcı
Güneş ve ay hesap ile dönüyor
O Rahman öğretti bize Kur'an-ı
Kendi cemalinden verdi insanı
O'na belletti o güzel beyanı
Güneş ve ay hesap ile dönüyor
Salınır ateşten zehirle duman
Ordan geçemezler olmasa ferman
Rahman ın lütfuna dediler yalan
Güneş ve ay hesap ile dönüyor
Kul Yusuf söylenir hepi Kur'an-dan
Sanırsın onları yakutla mercan
İhsan a karşılık elbette ihsan
Güneş ve ay hesap ile dönüyor.
(85)
BOŞA GİDEN EMEĞİM
Var olan ömrümü size harcadım
Nerde benim boşa giden emeğim
Gaytan bıyıklı genç idim kocadım
Nerde benim boşa giden emeğim
Çiçek oldum koklamadın yar beni
Hasta oldum yoklamadın yar beni
Köle ettim yolunuza ben beni
Nerde benim boşa giden emeğim
Bağlandım zülfüne süründüm durdum
Kahrını çekmekten gayrı yoruldum
Kaydıkca ateşi yandım kor oldum
Nerde benim boşa giden emeğim
Kör gözüme koca dünya hoşumuş
Sırtladım yükünü meğer taşımış
Kul Yusuf der emeklerim boşumuş
Nerde benim boşa giden emeğim.
(86)
HİÇ ANLAMADIM
Bu nasıl Adana geldim de kaldım
Geldi geçti ömrüm hiç bilemedim
O gül yüzlü yavrulardan ayrıldım
Geldi geçti ömrüm güldüremedim
Garip garip gittim uzun yollarda
Güneş vurdu yandım ovada çölde
Canım o yavrular gör ki ne halde
Geldi geçti ömrüm hiç göremedim
Yanar şu yüreğim yavrular diye
Bütün acıları gömdüm serime
Kucak kucak selam gül yüzlü yare
Geldi geçti ömrüm yollayamadım
Kul Yusuf der baştan beri gülmedim
Kahbe felek senden bir gün görmedim
Yedi canlı ejdarhaya benzettin
Geldi geçti ömrüm hiç anlamadım.
(87)
BAHÇEYİ BAĞI KURUTTU
Don vurup döktü gülümü
Bahçeyi bağı kuruttu
Kara kış yaktı elimi
Şehiri köyü kuruttu
Kaysı yanmış birde kiraz
Her kış olur böyle talaz
Yaladı bir yalım alaz
Ovayı dağı kuruttu
Etten kemikten bir canık
Allah katında insanık
Nefsi pis olan münafık
Hamamı hanı kuruttu
Hey gidi hey insafsızlar
Sizi gidi vefasızlar
Hele bizim amansızlar
Bizim Yusuf u kuruttu.
(88)
UMUTLARIM DAĞILDI
Selamsız sabahsız gelip geçtiler
Dört yanımdan ahbaplarım dağıldı
Her taraftan iplerimi çektiler
Sırtımdaki asbaplarım dağıldı
Derdimi dertsize götürüp sordum
Bakmadı yüzüme eridim kaldım
Köşe bucak gizli gizli ağladım
Döküldükce göz yaşlarım dağıldı
Bir tufanla geçti şu gençlik çağım
Yastığımtaş oldu toprak yatağım
Bey dağından yankılanır feryadım
Ağladıkca cigerlerim dağıldı
Kul Yusuf der hayli koşup koşturdum
Derdimi sineme çekip bastırdım
Şu başımda hayli yeller estirdim
Rüzgar ile umutlarım dağıldı.
(89)
YAR BENİ
Gel yüzün çevirme cananım benden
Bir gün gelir göremezsin yar beni
Doyurup bıktırma bu canı senden
Bir gün gelir bulamazsın yar beni
Şu geniş düyayı gel eyleme dar
Sankide kış geçti bunca yaz bahar
Bir ömür hep böyle geçmez güzel yar
Bir gün gelir saramazsın yar beni
Şu yalan dünyada bin bir betersem
Hep senin yüzünden eğer hedersem
Bir gün bir kuş gibi uçup gidersem
Bir gün gelir tutamazsın yar beni
Kul yusuf der candan canana selam
Bir gidersem eger eylemem kelam
Araki bulasın bu canı canan
Bir gün gelir yoramazsın yar beni.
(90)
ŞU HALİME BAK
Bir kaç delinin aklına
Uydumda şu halime bak
Bu gün ki işi yarına
Koydumda şu halime bak
Her derdi aldım sırtıma
Aldıkca inmedi daha
Hele de kara bağrıma
Sardımda şu halime bak
Korkum yoktur ulu Hakk'tan
Yeyip içtim helalından
Her gördüğümü bir adam
Saydımda şu halime bak
Olur olmaz her halıma
Koşturup durdum beyhuda
Kul Yusuf u bir çırpıda
Kırdımda şu halime bak.
(91)
BAĞLANIP KALDIN
Be hey adam sana doğru dendikce
Sen gittin yanlışa saplanıp kaldın
Yanlışını birer birer gördükce
Öyle kör sevdaya bağlanıp kaldın
Ne doğrudan ne egriden bi haber
Böyle doğup yaşamakta bi kader
Gülüp eğleniyor bazı cahiller
Sen de şu gurbette ağlayıp kaldın
Ezik olur böyle sahipsiz erler
Eti bilmez kuru ekmeği yerler
Deyneksiz yürüyor kör oğlu körler
Sende boş duvara yaslanıp kaldın
Kul Yusuf der olmaz olaydı canın
Deli dolu akıp çağlar çayların
Böylemi yazılmış bu kara bahtın
Çukur ovalar da eğlenip kaldın.
(92)
YOKLUK.
Bir yokluktur almış garip başımı
Kör tebelleş oldun vay zalim yokluk
Çokmu gördün bana yavan aşımı
Yine boynum eğdin vay zalim yokluk
Nice göğüs gerdim zalim yokluğa
Döndüm susuz gölde yüzen balığa
İsa gibi gerdin beni çarmığa
Bir acayip keyfin vay zalim yokluk
Bizim fethiyenin susuz yazısı
Benim gibi nice ana kuzusu
için için kanar derin yarası
Nice canlar yedin vay zalim yokluk
Gördüm boyun bükmüş ağlar köşede
Gönlü yoktur dostun zevkte neşede
Benim aslan dostum dertler içinde
Kul Yusuf a nettin vay zalim yokluk.
(93)
ALLAH İÇİN SÖYLESİN
Nun'a ve kaleme yemin olsun ki
Onlar için gayrı mevlam neylesin
O deli diyenler mutlak bilsin ki
Bir zamana kadar hayli eğlensin
Tutun o'nu hemen bağlayın o'nu
Bir zincire bağlı yollayın o'nu
O büyük ateşe yaslayın o'nu
Duracağı günü gayrı bellesin
Bir ateş topuna kucak açacak
Kafirlere yoktur onu savacak
Sırtını verip de hep yaslanacak
Bumudur bizlerin hali demesin
Kendini bilmeyen cahil serseri
Baş tacı eylemiş (niye) ebteri
Ali'dir yolumun piri rehberi
Kul Yusuf da Allah için söylesin.
(94)
PİR-HACI BEKTAŞ
Gönlümü sana bağladım
Pir pir Hacı Bektaş
Dergahında çok ağladım
Pir pir Hacı Bektaş
Derdime derman aradım
Arayıp taa sende buldum
Yıllar yılı kör mü kaldım
Vah vah Hacı Bektaş
Nice şeri def eyledin
Müminleri saf eyledin
Sen gönlümü fet eyledin
Pir pir Hacı Bektaş
Derdime derman aradım
Arayıp taa sende buldum
Yıllar yılı kör mü kaldım
Vah vah Hacı Bektaş
Girdi güvercin donuna
Muhammed Ali aşkına
Kul Yusuf kurban yoluna
Pir pir Hacı Bektaş
Derdime derman aradım
Arayıp taa sende buldum
Yıllar yılı kör mü kaldım
Vah vah Hacı Bektaş.
(95)
KINAMAN
Düşmanın karşına geçip ağlarsa
Başında sevdası vardır kınaman
Döğünüp vurunup içten yanarsa
Yürekte yarası vardır kınaman
Zalim ölse bir tubuta koyarlar
Ağır ağır ağıt ile savarlar
O zalimi rahmet ile anarlar
Kulunda sahtesi vardır kınaman
Allahın yolunda giden canlarız
Zalimin şerrinden kaçanlardanız
Rahmetinle mamur eyle mevlamız
Şeytanın iblisi vardır kınaman
Gider bir dertsize derdin dökersin
Yalvarır yakarır el aman dersin
Şükür eder sabır ile beklersin
Yusuf,un çilesi vardır kınaman.
(96)
PERİŞAN
Duyup işittiği hiç mi olmuyor
Köydeki abdalı deli perişan
Fakir fukarayı hiç mi görmüyor
Yokluğunan kızı oğlu perişan
Birer birer iş yerleri eridi
Bu nasıl işidi aklım kurudu
İş tükendi yokluk aldı yürüdü
Irgadı işçisi köylü perişan
Şu yokluktan başka yokmu hediye
Ayıptır ey beyler yazık millete
Olaysız günümüz geçmiyor, niye
Memleketin sağı solu perişan
Kul Yusuf der hiçmi gelmez aklına
Sanma ki kalırsın sen bu limanda
Bir gün sende gideceksin Allaha
Amma bu milletin çoğu perişan.
(97)
ŞERLİĞİN Mİ VAR
Benim şikayetim ulu mevlaya
Senin benden öte erliğin mi var
Gönül verip meyil eylemem sana
Ey zalim dost beni sevdiğin mi var
Alemi bir tutup sevemezmisin
Hakk Muhammed Ali diyemezmisin
Perdeler mi çektin göremezmisin
Gönül gözlerinde körlüğün mü var
Çarmığa gerip de ne oldu yani
Sanki mevladan mı eyledin o'nu
Mümin müslümleri küstürdün hemi
Senin mevlam ile dirliğin mi var
Der Yusuf elimi vermem eline
Sarılıp, kolumu sarmam beline
Lanet olsun senin iki yüzüne
Mümin müslümlere şerliğin mi var.
(98)
URFAYA DOĞRU
Garip cesedime ateş düştükce
Savrulur dumanım göklere doğru
Bağrıma bi ateş düştü, yandıkca
Dökülür etlerim küllere doğru
Dünyadan alacak kalmadı payım
Kaynadı kazanım ısındı suyum
Gayrı hayal olur köy ile köylüm
Mecnun oldum çölde leylaya doğru
Putlar piramitler al senin olsun
Rahat bırak beni son demim olsun
Namazım kıldıran pir alim olsun
Şah hüseyin gibi imama doğru
İster inan ister inanma cahil
Gerek yok aleme göstermek delil
Allah da görüyor ateşde halil
Kul yusuf'da gider urfaya doğru.
(99)
CANLI KUR'AN-DAN
El açıp da yalvardığım mabudum
Beni ayrı koyma canlı Kur'an-dan
On iki imam pirim Zeynel Abidin
Beni ayrı koyma canlı Kur'an-dan
Kim inanır iki yüzlü mundara
Dilerim Allah'tan malamat ola
Lanet olsun yezit ile mervana
Beni ayrı koyma canlı Kur'an-dan
O'ndan başka yoktur, o natık Kur'an
Kokusu geliyor bak buram buram
Her satırda Ali söylenen kelam
Beni ayrı koyma canlı Kur'an-dan
Kul Yusuf der sana eylerim biat
Ayrı kalsam içim olurmu rahat
Allah Allah deyi dilerim murat
Beni ayrı koyma canlı Kur'an-dan.
(100)
BİR ZAMAN
Yıllar yılı söylenecek bu sevda
Yedi köye tellal olduk bir zaman
O yar ile uyduk deli akıla
Dilden dile masal olduk bir zaman
Derdimi derdine ulağıladım
Gönlümü gönlüne sevdalıladım
Üstüne buluttan gölge eyledim
Konulara misal olduk bir zaman
Dostlar beni benim gibi görmedi
Yaralı gönlüme merhem sürmedi
Ala çamlı dağlar bile inledi
Kaz dağında hayal olduk bir zaman
Kul Yusuf bu eza garip başıma
Kur yabani olup girdi düşüme
Girme zalim felek gönül çarşıma
Vurgun yeyip zeval olduk bir zaman.
(101)
ŞEYTAN AĞA
Bir ağadan girem söze
İki yüzlü şeytan ağa
Alemi getirdi dize
İki yüzlü şeytan ağa
Kanat gerip havalandı
Dört yana döktü dolandı
Bizleri umursamadı
İki yüzlü şeytan ağa
Bazan gürüleyip çağlar
Acı sözü yürek yakar
Burnu kaf dağına bakar
İki yüzlü şeytan ağa
İnsan yüzlü amma şeytan
Bütün sözü yalan dolan
Araki yusuf'u bulan
İki yüzlü şeytan ağa.
(102)
BİZİM DÜRZÜYE
Hemi sünni hem Alevi
Hele bak bizim dürzüye
Bu dürzüye ne demeli
Bi hayli sözüm dürzüye
Seni görür senden olur
Beni görür benden olur
Bilmem ki bu ne kocunur
Kokmasın tuzum dürzüye
Şeyhul islamdır muradı
Cihanı sardı feryadı
Çoğunu yoldan çıkardı
Benim de gazım dürzüye
Kul Yusuf hayli korunur
Malını verip arınır
O'da havya ya yaslanır
Yakışır bizim dürzüye.
(103)
SİZİN İNSANLIĞINIZ
Görmedim deyip de yalan diyenler
Nerde kaldı sizin insanlığınız
Selamın zahmeti olur mu beyler
Yüzde kaldı sizin insanlığınız
Bağlandım giderim ulu hünkara
Hayırlar dilerim hakk'tan hakkıma
Kimseye kötülük etmedim amma
Sözde kaldı sizin insanlığınız
Şu garip can nice erkana girdi
Edebi erkanı orada gördü
Seninde aklında kör şeytan vardı
Şerde kaldı sizin insanlığınız
Hakk benim içimde heveslisiyim
O şahlar şahının ben delisiyim
Kul Yusuf der münafığın nesiyim
Dilde kaldı sizin insanlığınız.
(104)
YETMEZ OLDU DERMANIM
Karmı yağmış şu Malatya eline
Bir haberi gelmez oldu cananın
Nasip olup gidemedim yanına
İnan yüzüm gülmez oldu kurbanım
Bir gurbettir aklım sardı başıma
Gurbet bir dev oldu çıktı karşıma
Neyidim ne oldum Allah aşkına
Düştükce doğrulmaz oldum inanın
Deli gönül gayrı deva istemez
Ben gurbeti gurbet beni güldürmez
Öyle göğnüm varki derdi bildirmez
Amma, dostum bitmez oldu fırgatım
Kul yusuf der günde eriyi beden
Bir selamı yollamışlar köyümden
Kalkıp, şöyle bi gidemmi neydem ben
Niyetlendim yetmez oldu dermanım.
(105)
SORULUR BİRGÜN
Kendi çalıp kendi oynayan deli
Er geç bu oyunlar sorulur birgün
Deli Dumrul vardı senden ezeli
Nice benim diyen eğilir birgün
Kullara sevgidir hayır hasanet
Dostluk varki yüreğimde bi hasret
Atandan mı miras kaldı muhannet
Muhannet kapısı kırılır birgün
Arınmak istersen beni yorma ki
Gelip gidip garip gönlüm kırma ki
Yanına kar kalır diye sanma ki
Senin de defterin dürülür birgün
Bunca sözüm nasihattan alana
Neydem, böyle öğüt olmadı bana
Sözlerimi yaban ellere atma
Kul Yusuf demişti denilir birgün.
(106)
DERMANIM YOKTUR
Mevlayı bilmeyen gelmesin bana
Kol kanat gerecek dermanım yoktur
Allah için başım veririm amma
Zalime kesecek kurbanım yoktur
Toprak olur etim ile kemiğim
Birgün kesilecek çıkan nefesim
Aslım belli neslim belli ademim
Merhamet ehliyim, şeytanım yoktur
Kerbela çölünde düşer peşine
Bak zalimin düzenine işine
Ağlarım sızlarım Ali aşkına
Akar göz yaşlarım feryadım yoktur
Der Yusuf insana dürüstlük gerek
Dürüst olmayanın sonunu görek
Feyli bozuklarda olurmu ahlak
Benim o bezlerde tarağım yoktur.
(107)
KÖYÜMÜN BEKCİSİ
Yuvamın yigit anası
Bütün kuzumun bekcisi
Gönlümün nuru sevdası
Yurtta yuvamın bekcisi
Daha ufak yavrularım
Dert yükü şu kara bağrım
Ben feleğe vermem yarim
Yarde yarenin bekcisi
Kimi şeytan kimi melek
Kimi dürüst kimi dönek
Gecelere ışık gerek
Ay da gecenin bekcisi
Giderim ben seve seve
O güzel yigit köyüme
Kul Yusuf da Fethiye'de
Olsun köyünün bekcisi.
(108)
BELLİ DEĞİLMİ URBAMDAN
Benim şikayetim var ya
Halkın çektiği cefadan
Bize yar olmaz Ankara
Belli değil mi urbamdan
Baharda güller açıyor
Amber kokusu saçıyor
Şeker şerbet mey içiyor
Konup göçen sofrasından
Düşündükce düştük derde
Neylesin mert namertlere
Hele de bizim hergele
İflah olur mu ahımdan
Kul Yusuf der benim ahım
Vefasıza şu vebalım
Gece gündüz intizarım
Kimi güldürmüş, zarımdan.
(109)
KÖR MUHTARI
Köy de bekcinin ağası
Bizim köyün kör muhtarı
Bitmez tükenmez vakası
Bizim köyün hır muhtarı
Köyün çoğu okur yazar
Hemi yazar hemi çizer
Efelenir döner kızar
Bizim köyün şer muhtarı
Bu köyde doğup büyüdük
Biz bu köylü değilmiydik
Birde seni muhtar ettik
Bizim köyün hor muhtarı
Bana, çıkıp git diyemen
Ben köyümü terk edemem
Burda öldü atam dedem
Bizim köyün duy muhtarı
Gel kardeşim dinle beni
Bir tut köylümün hepini
Madara etme kendini
Bizim köyün el muhtarı
Dostlarıyın fetvası var
Pek çoğunun foyası var
Kul Yusuf der hevesi var
Bizim köyün zor muhtarı.
(110)
BU SENE
Eger ölmesemde bişeyim kalmaz
Ne istedin felek benden bu sene
Kahbe felek sana hiç güven olmaz
Ne istedin felek benden bu sene
Estim poyraz gibi (dostlar) yel gibi
Taşdımseyhan nehri gibi sel gibi
Öz kadeşim bile sormaz el gibi
Ne istedin felek benden bu sene
Bi bayram görmedi bu viran hane
Attın tuttun gene ettin bahane
Çileden çileye batırdın gene
Ne istedin felek benden bu sene
Kul Yusuf der (dostum) yüreğim yanar
Kışı bi çıkarsak tez gelir bahar
Eger ki ölürsem o anam ağlar
Ne istedin felek benden bu sene.
(111)
MAHLENİN ESNAFI
Nettin de zarara girdin
Bizim mahlenin esnafı
Ne tez sıfırı tükettin
Bizim mahlenin esnafı
Olsada cihan ın merdi
Bir değil beş değil derdi
Sanki yağ gibi eridi
Bizim mahlenin esnafı
Umarım kulak verirler
Gelip halini görürler
Senide mi tükettiler
Bizim mahlenin esnafı
Ey Kul Yusuf bak yarına
Yarının dünden hayrola
Düşüp kalkan kör Mustafa
Bizim mahlenin esnafı.
(112)
AĞLAŞIP DURDUM
Garip gurbet elde kimsesiz kaldım
Henüz körpecikken yaşlanıp durdum
Ekmeğim tükendi sersefil oldum
Çoluk çocuk avrat ağlaşıp durdum
Günü gün edip de gezmedim boşa
Gülüp eğlenip de etmedim neşe
İnsanlığın yolu gitmekti işe
Bir bedel ödeyip çalışıp durdum
Dünyanın derdini çekmek zorumuş
Çeke çeke şu bedenim yorulmuş
Nice koç yigitler böyle boğulmuş
Dünyanın derdiyle boğuşup durdum
Der Yusuf dökülür başımın saçı
Aş ile ekmeğim başımın tacı
Bazan bir bektaşi bazan da hacı
İnsandan insana karışıp durdum.
(113)
YAZIYORUM
Bunca çektiğim çileyi
Defterime yazıyorum
Bana çektiren feleği
Yüreğime yazıyorum
Derin derin düşünürüm
Hem düşünür taşınırım
Ben her derde alışığım
Kaderime yazıyorum
Başıma kuşlar üşüştü
Kan kalemi deldi geçti
Vallah billah sabrım taştı
Bedenime yazıyorum
Kul Yusuf um bir gün ölür
Kara toprağa gömülür
En son dostuna sarılır
Kefenime yazıyorum.
(114)
İSRAİL
Gecenin ay ışığında
Tarihe geçti israil
Yirmi birinci yüz yılda
Tarihe geçti israil
Orta doğu eş başkanı
Uyan da dostunu tanı
Wanmunit desen de yani
Tarihe geçti israil
Lanet olsun israil e
Öldürdüler bile bile
Kanlı katil faşist diye
Tarihe geçti israil
Der Yusuf içim yanarak
Seyreyledim ağlayarak
Doğunun piçi olarak
Tarihe geçti israil.
(115)
FETHİYE'Lİ OLALI
Sevgili dostlarım elli yıl oldu
Bütün köylü Avrupalı olalı
İnce eleyip de sıkı dokudu
Bütün köylü Almanyalı olalı
Bir bavulla bindik kara trene
Otuzunda çıkıp gittik gurbete
Mektuplar yolladık yavuklu yare
Bütün köylü Belçikalı olalı
Gurbet elde geçti güzel ömrümüz
Yigitlik kalmadı soldu yüzümüz
Azar azar doldu son miyadımız
Bütün köylü Hollandalı olalı
Kul Yusuf der hayli koşup yorulduk
Zaman zaman öldük öldük dirildik
Tadı tuzu güzel köyümde bulduk
Bütün köylü Fethiye li olalı.
En sonunda Fethiye li olalı
(116)
MEVLAM ÖZENİP DE
YARATMIŞ O'NU
Mevlanın verdiği ulu kişidir
Mevlam özenip de yaratmış o'nu
Konya da Mevlana dergah eridir
Mevlam özenip de yaratmış o'nu
O getirdi bize yedi aşığı
Her yana nur saçtı onun ışığı
İlmi fenni ile Hacı Bektaş-ı
Mevlam özenip de yaratmış o'nu
Pir Sultan ım şu sivasa nur olur
Dadal oğlu toroslarda gür olur
Zaman zaman Zülfikarım sır olur
Mevlam özenip de yaratmış o'nu
Kul Yusuf der gökte damla olamam
Yere zemin arşa sema olamam
Ben neyim, Ali'ye bela olamam
Mevlam özenip de yaratmış o'nu.
(117)
İNDİRİR VALLAH
Her ne kadar başın göğe ersede
Seni yüceltenler indirir vallah
Çarkı devran senin ile sürsede
Zaman, onu sona erdirir vallah
Nice sırlıların sırrına erdim
Nice selam alıp selamı verdim
Benim diyenleri (vallah) çok gördüm
Gün gelir kenara atılır vallah
Çağıran çağırır seni imana
Yüzü kara olsun ondan kaçana
Şirk koşarsan mülk sahibi olana
Cehennem narına yandırır vallah
İnat eder inadında durursan
Beni benden usandırıp yorursan
Kul Yusuf un vebalini alırsan
İflah etmez seni öldürür vallah.
(118)
GÖNLÜM
Bir gün şu aklımdan esip geçmedi
Seni ağlatıp da üzmeyi gönlüm
Güneş de yaktığım kara keçemi
Düşünmedim bile yakmayı gönlüm
Bu dünyanın keyfi beni açmadı
Bir derdim bitince biri başladı
Aklımdan fikrimden dahi geçmedi
Yıllardır unuttum gülmeyi gönlüm
Ne yerde ne gökte olduğum belli
Hangi derde kalkıp şükür etmeli
Ömrümde bir defa görsem feleği
Gel gör yamacında durmayı gönlüm
Kul Yusuf tasayı derdini yazar
Vakit de geliyor bak azar azar
Kazma kürek kazdım bir derin mezar
Sensiz istemedim girmeyi gönlüm.
(119)
AFŞIN IN GÜZEL GELİNİ
Gel rabbime şükür eyle
Afşın ın güzel gelini
Döne döne düştü yere
Afşın ın güzel gelini
Mevlaya bağla özünü
De hadi aç şu gözünü
Karalar bastı yüzünü
Afşın ın güzel gelini
Daha körpeciktir yaşı
Halıya benzer nakışı
Bu da feleğin bir işi
Afşın ın güzel gelini
Kul Yusuf un temaşına
Bi tel mi çekem afşına
Göz mü değdi nakışına
Afşın ın güzel gelini.
(120)
GÜL ADAMLAR
Bak, ne demiş bir erenler
Gülün suyu güle damlar
Oturmuş da cem ederler
Bir aşk ile gül adamlar
Bizim eller gül bahçesi
Baldan tatlıdır meyvesi
Hani bunun semeresi
Demez yazar gül adamlar
Bazı bazı da kırarlar
Gövdesinden koparırlar
Sanma ki murat alırlar
Böyle söyler gül adamlar
Kul Yusuf yazdıkca yazar
Yazdığını güle bezer
Gidip gönüllerde gezer
Gül yüzlü şu gül adamlar.
(121)
GURBET EL
Gençliğimi, zalim gurbete verdim
Madalya mı verdin bize gurbet el
Aslan gibi gençliğimi bitirdin
Madalya mı verdin bize gurbet el
Çoğumuzu alıp bastın bağrına
İşte böyle (bizi) koydun ağıda
Kara duman gibi çöktün dağıma
Madalya mı verdin bize gurbet el
Şu gurbet el var ya gönül eğliyor
Toprak gibi hepimizi eliyor
Nice gençlerimiz orda ölüyor
Madalya mı verdin bize gurbet el
Ben de bir insanım şaşar beşerim
Yudum yudum zehirini içerim
Der Yusuf elimden gelse kaçarım
Madalya mı verdin bize gurbet el.
(122)
ATTIKTAN SONRA
Misafir olmanın tadı kalmadı
Pantolu gömleği attıktan sonra
Hatırım kalmayıp pek yaraladı
Pantolu gömleği attıktan sonra
Tadını almadım şehirden köyden
Benim üzüntüm de iki yüzlüden
Bacıyı baldızı hısımı neydem
Pantolu gömleği attıktan sonra
Anam gibi görüp vardım evine
Kardeş bacı bir arada sevine
Ey bre kardeşim senin neyine
Pantolu gömleği attıktan sonra
Der Yusuf böylemi hısım akraba
Bir başıma bıraktılar ortada
Bir pazardan alıp giydim ardarda
Pantolu gömleği attıktan sonra.
(123)
SONRA
Sakın müşriklerin aklına uyma
Düşen kayalardan taşlardan sonra
Akıllı görünüp gönüller yıkma
Düşen gönüllerden başlardan sonra
Şu bizim ellerin kurusun huyu
Meseler ederiz şuyunan buyu
Vallahi vermezler bir yudum suyu
Düşen sofrasından aşlardan sonra
Son sözünü (n'olur) söyleme peşin
İyi kötü uğraş ney ise işin
Her adım da durup bi kere düşün
Düşen körlerinen kaşlardan sonra
Ağır ol ki ağır batman dövesin
Kusurları örtüp adam övesin
Böyle gider ise Yusuf neylesin
Düşen kirpiklerden kaşlardan sonra.
(124)
MEMLEKETİN SAHTEKARI
Gene kimleri kandırdı
Memleketin sahtekarı
Nice yuvalar söndürdü
Memleketin sahtekarı
Baba dan kalma mirası
Çerçeveli diploması
Boynuna takmış asılı
Memleketin sahtekarı
Alem tükürür yüzüne
Kimse inanmaz sözüne
Bıyığına sürmez bile
Memleketin sahtekarı
Her yerde bi şan bırakmış
Bi hayli yürek kabartmış
Bizim Yusuf uda çarpmış
Memleketin sahtekarı.
(125)
RAUF DENKTAŞ
Bütün dünya tanır sizi
Sayın başkan rauf denktaş
Hep koruyun yurdunuzu
Sayın başkan rauf denktaş
Çok önemli işlerin var
Pırıl pırıl düşlerin var
Hazin dolu yaşların var
Sayın başkan rauf denktaş
Saygı değer sayın denktaş
Her gün artar saygın denktaş
Saygı size bayım denktaş
Sayın başkan rauf denktaş
Kul Yusuf der günüm hazdır
Gelecek gün bahar yazdır
Bir kaç mısar size azdır
Sayın başkan rauf denktaş.
(126)
TOZ PEMPE GÖRENLER
Fare bile olamadan
Çuval kulpunu keserler
Bir yumurta doğurmadan
Gakgur gukgur da öterler
Döndükce dönesi gelir
Öttükce ötesi gelir
Taa avrupa dan asya ya
Zil gibi sesleri gelir
Dedik aklı eriyiken
Yazsın o'da yazıyiken
Dün bir bugün ikiyiken
Kalkıp bilgelik ederler
Döndükce dönesi gelir
Öttükce ötesi gelir
Taa avrupa dan asya ya
Zil gibi sesleri gelir
Kul Yusuf sözü mimledi
Her sözünü dügümledi
Bir de bizinen eğlendi
Halkı toz pempe görenler
Döndükce dönesi gelir
Öttükce ötesi gelir
Taa avrupa dan asya ya
Zil gibi sesleri gelir.
(127)
DUYDUM
Ulan dünya senin düzenin batsın
İp atıp da cana kıyanı duydum
Zalim senden sen zalimden yamansın
Ateş atıp insan yakanı duydum
Gelde beni kurtar demem şu ipten
Hele de başı boş gezen seyipden
O'nun ne farkı var yezit dölünden
Amerika gibi mervanı duydum
Gelip de anlatmam sana, derdimi
Selamını bile almam el gibi
Karış karış satmış memleketimi
Ağızdan ağıza talanı duydum
Alıp da sattığı seksendir seksen
Evin de durup da işini görsen
Derdime derman ol eger yigitsen
Derdi bizim Yusuf Aslanı duydum.
(128)
HUZURUMUZ KALMADI
Bu ne biçim bir dünya ey efendim
Şu gurbet te huzurumuz kalmadı
Meger gurbet çok zor imiş bilmedim
Şu gurbet te huzurumuz kalmadı
Gel uyma sevdiğim elin sözüne
Kulak verdim ta kalbine özüne
Gelir gider, şimdi vurur dizine
Şu gurbet te huzurumuz kalmadı
Huzurum kalmadı şirin evimde
Kıymetim de yoktur nazlı yarimde
Belki ortalarda kalır ölümde
Şu gurbet te huzurumuz kalmadı
Kul Yusuf der derin olur yaralar
Yar yaresi yüreğimi paralar
Huzur dou idi bizim oralar
Şu gurbet te huzurumuz kalmadı.
(129)
MADIMAĞI YAKAN KANLI KATİLLER
Çember sakallılar çıkmış sokağa
Madımağı yakan kanlı katiller
Böyle kul gerekmi bilmem Allah'a
Madımağı yakan kanlı katiller
Şu sivasta pir sultanı astılar
Birde dönüp mazlumları yaktılar
Hakka böyle kul oluruz sandılar
Madımağı yakan kanlı katiller
Vicdanı var olan alem ağladı
Ağıtlar yakılıp kara bağladı
Hele de sivası kana buladı
Madımağı yakan kanlı katiller
Hakk korusun bizi kötü şerrinden
Her türlü beladan ölüm köründen
Sizlerin ne farkı kaldı yezitden
Madımağı yakan kanlı katiller
Kul Yusuf der gidek ezel ezeli
Hazreti hamza da gördük düzeni
Hint i cadısının soyundan belli
Madımağı yakan kanlı katiller.
(130)
OLMAZ OLAYDI
Duydum gelecekmiş o kadim dostum
Mektuplarla haber salmaz olaydı
Sararmış mektubu sineme bastım
İki satır kelam yazmaz olaydı
Ben buyum sen busun demedim demem
Harama uzanıp bir lokma yemem
Ben insanı kırmam hemi de küsmem
O zalim de beni kırmaz olaydı
Gayrı akmaz oldu akar çaylarım
Çöl oldu toprağım yeşil bağlarım A
ğlarım sızlarım hayıflanırım
Kör ola gözlerim görmez olaydı
Başım seni taştan taşamı çalam
Canım seni yerden yeremi vuram
Kul Yusuf der bunun hangisin yapam
Bütün dertler benim olmaz olaydı.
(131)
ALLAH DİYEN MAHRUM KALMAZ
Masum-u pak temiz canlar
Allah diyen mahrum kalmaz
Özü Hakk a tam olanlar
Allah diyen mahrum kalmaz
Fitne fucur olma sakın
Adım adım uzak kaçın
Allah her varlığa yakın
Allah diyen mahrum kalmaz
Gönül gözüyle görenler
Her dem Bismillah diyenler
Duyup işiten yarenler
Allah diyen mahrum kalmaz
Kul Yusuf der Allah Allah
Zikreder Allah eyvallah
Hakk kabul eder inşallah
Allah diyen mahrum kalmaz.
(132)
HERKES ETTİĞİYLE GİDER
Şu zalimler hele birde müşrikler
Herkes etiğiyle gider ahrete
Adam gibi adam az imiş meger
Herkes etiğiyle gider ahrete
Çok görmüştüm hakk yolunda gideni
Gide gele hakk yolundan döneni
Ne kitap bilirdi ne Ehlibeyt i
Herkes etiğiyle gider ahrete
Belki işitirler deyip çağırır
Duymayınca tek tek vurup dağıdır
Müşriklerde İbrahime bağırır
Herkes etiğiyle gider ahrete
Kul Yusuf der birgün gelir karia
O karia canlar yakan haviya
Son deminde ister çağır çağırma
Herkes ektiğiyle gider ahrete.
(133)
SORUP SÜAL EYLEDİ
Oturmuş divana beni cevreyler
Bana benden sorup süal eyledi
Allah bir Muhammed dinim var eyler
Bana cemden sorup süal eyledi
Ya Ali dersiniz, nasıl biridir
Ayan beyan Hakka Allah eridir
Müslüman var amma alevi nedir
Bana pirden sorup süal eyledi
İmtihan olurum ağrımaz başım
Ali'nin yoluna gark olsun naaşım
Kimi bir ulema kimi gardaşım
Bana dinden sorup süal eyledi
Dün ne isem (Rabbim) bugün de oyum
Allah ın aslanı Ali'dir soyum
Kevser ırmağından dökülür suyum
Bana sırdan sorup süal eyledi
Kul Yusuf um gidip Hakk a dayandı
Birde şu ahvalim şah a ayandı
Taa Adem den Muhammed e boyandı
Bana Hakk tan sorup süal eyledi.
(134)
YELKEN AÇAR GİDERİM
Az kudretim olsa dört bi yanımdan
İnsanlığa ışık saçar giderim
Usandırma beni tatlı canımdan
Şerbet deyi zehir içer giderim
Güneş olup ufuklardan doğmadın
Cellat olup gırtlağımdan boğmadın
Ufak ufak beni derde bağladın
Vallah ben bu serden geçer giderim
Yüz akım terbiyem, kötü olamam
Ben bu yüzden kötülere yaramam
Bi gidersem burdan beni araman
Denkledim yükümü göçer giderim
Kul Yusuf der gayrı isterim rahat
İnsan oğlu gülüp bulsun bi hayat
Öyle bir yaşamda durulmaz bayat
Deryalara yelken açar giderim.
(135)
KILMAK ALLAH A MAHSUS
Her şeyi bilirim deme
Bilmek Allah a mahsustur
El gözünde çöpü görme
Görmek Allah a mahsustur
Her Adem e pirim deme
Yüzler sürüp pirim verme
Dermanı dermansız derde
Vermek Allah a mahsustur
Çok ademler falan filan
Dört sözünün üçü yalan
Diz çöküp puta yalvarman
Duymak Allah a mahsustur
Kul Yusuf mevlaya çağır
Arayan özünde bulur
Gör kime hakk neyi kılır
Kılmak Allah a mahsustur.
(136)
GÖRMEDİ
Yer demir gök bakır oldu olalı
Tekeç dağı böyle kışı görmedi
Yalak köyün derdi ala boralı
Attığı dubara şeşi görmedi
Hıdır kahyaların muhtar seferi
Zopalı bi zobu etti ömeri
Özü bir sözü bir o memidigi
Yedi kar kaldı şaşı görmedi
Bir adil ağasın çıkıp gelmedin
Gelip şu köylüye derman olmadın
Soyu sopu hızır soyu demedin
Toroslarda bu taş başı görmedi
Kul Yusuf der toros dağı delice
Yalak köyü gayrı ıssız sessizce
Kara halil uzun ali meyremce
Daha felek sinsi işi görmedi.
(137)
BENİM
Bir yükü alsam sırtıma
Dermanım kalır mı benim
Getirseler bir oyuna
Güvenim kalır mı benim
Vurdu beni yerden yere
Feryadım çıkar ta göğe
Biat eylesem yezide
İmanım kalır mı benim
Hakk yolundan ayrılırsam
Lanet tokunu takarsam
Ben bir şeytana taparsam
Sıfatım kalır mı benim
Der Yusuf bir karılırsam
Allah için sarılırsam
Bu yoldan geri kalırsam
Yarenim kalır mı benim.
(138)
GÖRMÜYOR NEYDEM
Oturmuş derdime ağlar iken ben
Hak diyen hakkımı vermiyor neydem
Her derdimi şaha yollar iken ben
Şah diyen şahımı görmüyor neydem
Çok mücevher gördüm, on para etmez
Çok gümüşler gördüm, paha biçilmez
Namaz kılmaz kefareti ödemez
Din diyen dinimi vermiyor neydem
Gide gele çok yoruldum bu yolda
Kudura da yezit mervan kudura
Kurban olam Hünkar Hacı Bektaş-a
Pir diyen pirimi bilmiyor neydem
Kul Yusuf der Taki Kayyum yaşarım
Kitabı mubinden alır coşarım
Münafığın her aklına şaşarım
Nuh diyen nebi yi demiyor neydem.
(139)
YÜZÜNDEN BELLİ
Zalimin halinden belli oluyor
Kini ve nefreti yüzünden belli
Akıllılar bile deli oluyor
Olmaz olsun zalim düzenden belli
Bazı ağlatıp da bazı güldüren
Ah çekip derdini dile getiren
Gamı gasefeti şaha yetiren
Aşığın çaldığı sazından belli
Ne şeytanlar gördüm bekler sinsice
Boynu bükük durur kendi halince
Kurt dumanlı günde gezer sinsice
Bizim yaylalarda izinden belli
İnsan olmak (var ya) ademe mahsus
Adam gibi adem olur günahsız
Kul Yusuf um niye kadersiz bahtsız
O'nun da gülmemiş yüzünden belli.
(140)
KAPISINDA TUTAR SEVDİĞİM
Hacı Bektaş bu ellerde pir iken
Kim beni yolumdan egler sevdiğim
Rabbil alemine secde ederken
Meleklerde safa geçer sevdiğim
Aşık Mahzuni den ilham alırım
Yunus emre Pir Sultan ı bilirim
Düşündükce Atatürk e benzerim
Arif e bir nutuk yeter sevdiğim
Derisini yüzdü mekruh olanlar
Ağlayıp sızladı duyan yarenler
Ulu ozanlara gönül verenler
Kılıç kalkan serde döner sevdiğim
Kul Yusuf der şah ibrahim ocağı
İmam Hüseyin in yeşil sancağı
Umudum mevlada göreyim şahı
Belki kapısında tutar sevdiğim.
(141)
ŞAŞIP DURURSUN
Boyuna posuna kurban olduğum
Niye benim gönlüm kırıp durursun
Birlikte ağlayıp birlik güldüğüm
Gönlümün köşkünü yıkıp durursun
Dağ ile taş ile güreş tutardım
Başı karlı dağda keklik avlardım
Ey sevgili sana selam yolladım
Selamım almayıp küsüp durursun
Gönlümün güneşi doğmuyor gayrı
Unutma ki sever el alem seyri
Sen ayrı ben ayrı gönül ap ayrı
Ey sevdiğim niye kaçıp durursun
Arzularım seni canım fethiye
Gönül yarelerim azıyor gene
Köyden haber gelmiş durma gel diye
Kul Yusuf um gene şaşıp durursun.
(142)
SAĞIR SULTANLAR
Demeki başıma çorap örmezler
Hele bu zamanda sağır sultanlar
Cirit atar sağda solda durmazlar
Bide bu diyarda sağır sultanlar
Lokmasız sofraya dönüp bakmazlar
Beni adem olup halin sormazlar
Dünya yansa sağır olur duymazlar
Böyle bu dünyada sağır sultanlar
Bunca ettikleri güce gitmezmi
Kem sözleri kılıç gibi kesmezmi
Koca dünya sana bana yetmezmi
Bilse bu arada sağır sultanlar
Kul Yusuf der garip mirto yılmadı
Hayli yazıp çizdi ele uymadı
El alem duydu da onlar duymadı
Nerde bu meyanda sağır sultanlar.
(143)
GÖRDÜNÜZMÜ
Bi garip dünya nın hali
Gelen gider gördünüz mü
Dedeminde canı vardı
Konup göçtü gördünüz mü
Garip bülbül oldu heder
Gam gasefet eder keder
Kör baykuş bülbüle döner
Böyle mahluk gördünüz mü
Dostlarım vurdu sırtıma
Gülüp geçtiler halıma
Düştüm toprağa çamura
Garip halim gördünüz mü
Çiğken pişip kebap oldum
Adem oldum turap oldum
Döne döne ferhat oldum
Kul Yusuf u gördünüz mü.
(144)
TÖRESİ BATSIN
Cerbinen aldılar yavrumu benden
Böyle törelerin töresi batsın
Kan ağlarız (dostlar) böyle töreden
Böyle törelerin töresi batsın
Hangi merhamet var zalim törede
Hak hukuk nizamı bunun nerede
Bilmem hangi gelin kızlar sırada
Böyle törelerin töresi batsın
O Allaha dürüst kul olmazmısın
Hükümden hüküme yorulmazmısın
Bir insan olarak utanmazmısın
Böyle törelerin töresi batsın
Der Yusuf ağalık vermekle olur
Fakir fukarayı görmekle olur
Yigitlerde karşı çıkmakla ölür
Böyle törelerin töresi batsın.
(145)
YOK OLUP GİTTİ
Rabbim nedir böyle milletin hali
Fakir fukaralar yok olup gitti
Haşa isyan etmem ayandır hemi
Amma eski dostlar el olup gitti
Yaz gelince gidip ekinler derem
Can yoldaşım olsun gül yüzlü yaren
Ben ne kadar emek çekersem çekem
Şu boran kış ile sel olup gitti
Dayanamaz oldum çilelerine
Uy desem uymuyor benim halime
Çok emekler çektim körü körüne
Onca emeklerim kül olup gitti
Olmaz olsun böyle hilebaz devir
Bende kaşık yokken ondaki kevgir
Onu da beni de bilenler bilir
Bak Yusuf mevlaya kul olup gitti.
(146)
CANIM SEVDİĞİM
Cemaline kurban olam güzel yar
Kırma şu gönlümü cam sevdiğim
Bir gün gelir bu can senden bezer yar
Kırma şu gönlümü cam sevdiğim
Unutturdun avrupayı asyayı
Zindan ettin bana koca dünyayı
Boşuna çekmişim bunca sevdayı
Kırma şu gönlümü cam sevdiğim
Gömleğim kalmadı yırtıldı keçem
Aşım yok işim yok buradan göçem
Küsmem sana gene derim haticem
Kırma şu gönlümü cam sevdiğim
Kul Yusuf der böylemolur sevenim
Kem göz ile bakan dostu neyleyim
Kalkıp kıymet bilen dosta gideyim
Kırma şu gönlümü cam sevdiğim.
(147)
LANET OLSUN
Bir insan oğluyum beni
Üzenlere lanet olsun
O'nu bunu beni seni
Ezenlere lanet olsun
Böylemolur bir medeni
Hep bahane eder dini
Pir Sultanı astı hemi
Asanlara lanet olsun
Tabiyatı yok edeler
Zehiri saçıp giderler
İnsanı kırka bölerler
Bölenlere lanet olsun
Garipmirto kul Yusufu
Hayli aradım Yunusu
Haniya bizim Nesimi
Yüzenlere lanet olsun.
(148)
KIZ KALESİ
Gelip konup göçtüm sende
Kız kalesi kız kalesi
Az çok yeyip içtim sende
Kız kalesi kız kalesi
Ay doğar güneşi batar
Turizmden alır satar
Görmesen burnunda tüter
Kız kalesi kız kalesi
Toroslardan ak denize
Selam olsun bizden size
Gene görüşmek üzere
Kız kalesi kız kalesi
Her sözüm hak vallah billah
Elli yılda ettik siftah
Kul Yusuf der haydeyvallah
Kız kalesi kız kalesi.
(149)
VURAN VURANA
Kötüler çoğaldı insanlık kalktı
Garipler başına vuran vurana
Efendilik olur yüzlerin akı
İnsanlık dışına çıkan çıkana
Dost deyip de uğrun uğrun döndüğüm
Adam sanıp ardı sıra öldüğüm
Nerde kaldın dost bildiğim sevdiğim
Yuvalar başıma viran virane
Nice kemlik edip dost görüneni
İki yüzlü olup post bürüneni
Allah görsün bizi böyle edeni
Zalimler uğruna yanan yanana
Kul Yusuf der garipbenim kör benim
Can evim vuruldu yanan ser benim
Zalim olma hallerimi sor benim
Mevlanın adına soran sorana.
(150)
NAZLI YAR
Düzenimi dirliğimi bulduğum
Ne dedin de dinlemedim nazlı yar
Ardı sıra kelep kelep döndüğüm
Senden ayrı gülemedim nazlı yar
Yarelerim yüreğimde sızılar
Ac susuz koymadım sizi kuzular
Ağzımdaki dişlerimden azılar
döküldü de diyemedim nazlı yar
İnsanı kamile gidip danışam
Derdim birdi binbirine alışam
Bilmem ki ben kimin ile yarışam
Aklım erip bilemedim nazlı yar
Halil gibi ateş düştü bağrıma
Sen yetiş ya hızır (gayrı) carıma
Kul Yusuf der sevdiğimin uğruna
Canımfeda edemedim nazlı yar.
(151)
TAPAR OLMUŞUK
Şu avrupa çıktı çıkalı dostlar
Köyden avrupaya akar olmuşuk
Yigit köyüm (bundan) yaralı dostlar
Her hal gurbet ele tapar olmuşuk
Hakk yolunda gizli sırrı görmezken
Eğriyi doğruyu ayırt etmezken
Kuru çayda çimmesini bilmezken
Ak deniz de kulaç atar olmuşuk
Yer yüzünü parsel parsel alsakda
Karış karış her yerine konsakda
Çuvalla paraya sahip olsakda
Kültür ve Sanat tan sapar olmuşuk
----------
Eşeğe, birçuval para'yı yüklesen? eşek, gene eşektir!.
-----------
Kul Yusuf der böyle olunmaz iflah
Şeytana uydukca çoğalır günah
Eskiden insanlık çoğudu vallah
O eski günleri arar olmuşuk.
Şu insanlık ağır basardı vallah
Şimdi o günleri arar olmuşuk.
(152)
FETHİYE KÖYÜ
Bi arzu halcıya gidip yazdıram
Şu bizim ellerde ilçeyi köyü
Kuş edip göğnümü uçup gezdirem
Doyranı sarsabı dostalı köyü
Güzel hekimhandan battalıgazi
Arapgir pötürge gönlümün sazı
Somuncu babaya eder niyazı
Kuluncak biciri alvarı köyü
Hazin hazin söyler arguvan dili
Kırk köyün içinde karaca eli
Başı mağrurludur bükülmez beli
Salıcık mezirme sülmeni köyü
Akça dağı birde doğan şehiri
Ben nasıl unutam o küreciği
Adım adım gezdi bizim mahzuni
Çığlığı sürgüyü öreni köyü
Yazıhandır benim her iki gözüm
Balaban boyaca bereket özüm
Kul Yusuf der gayrı seni özledim
Yeşil malatyamın fethiye köyü.
(153)
KANADIN YOKTUR SENİN
Sırat köprüsünden gelip geçemen
Birazcık sevabın yoktur ki senin
Boşa havalanma gayrı uçaman
Çırpacak kanadın yoktur ki senin
Gökten yağmur yağar bak damla damla
Yağdırandan gayrısına inanma
Senin borç alacak gözün var amma
Ödeyecek halın yoktur ki senin
Aklın ermediği işe kalkışma
Eli hor görüp de boşa yarışma
Bir garip yigitsin (otur) karışma
Karga kadar canın yoktur ki senin
Bu dünyanın hesabını göremem
Ben neyim, kendime alim diyemem
Senin sonun nasıl olur bilemem
Kul Yusuf der şansın yoktur ki senin.
(154)
DÜŞÜN HELE KİMDEDİR
Sen benim neremde kusur ararsın
Aradığın bende değil sendedir
İnsanlığı bile bile kırarsın
Bunun suçu düşün hele kimdedir
Kılıç kalkan olup kestin elimi
Dinleyip de söyletmedin dilimi
Sorgulamak sana düşmez dinimi
Benim dinim Allah ile bendedir
Sivas ellerinde kıvılcım çaksın
Dilerim Allah tan senide yaksın
Uyusam uyansam rüyamda varsın
Yükün kara bağrım ile serdedir
Zaman zaman derde düşüp kavruldum
Poyraz ile pare pare savruldum
İşçi ve amele olup yoruldum
Hele gör Yusuf u nasıl haldedir.
(155)
SARHOŞ
Fıratı bağlasam gene dayanmaz
Vallah görülmemiş böyle bir sarhoş
Ayağından tutup sürü ayıkmaz
Yıkılıp çökmüştür yerde bir sarhoş
Kıymet vermez parasına puluna
Her gün ister ayyaş olup dolana
Allah düşürmesin onun halına
Arada dolanır köyde bir sarhoş
Adam gibi içip muhabbet etmez
Saygısı kalmamış sevgi göstermez
Böyle sarhoşların kahrı çekilmez
Dünyasın yitirmiş öyle bir sarhoş
Kul Yusuf der sarhoş elinde kaldık
Bu böyle giderse vallaha yandık
Uyan artık (dostum) senden usandık
Bizleri düşürdü derde bir sarhoş.
(156)
KUL KURBAN OLUR
Çok kavimler gelip geçti alemden
Bir çift gören göze ne seyran olur
Aleme hidayet oldu Rabbimden
Kimi maldan kimi Kur'an-dan olur
Varlığına iman edip cenk eden
Amr gibisini ikiye bölen
Hayber kalesini yerinden söken
Ali gibi yigit bir merdan olur
Veren de sen alıp götürende sen
Hem diriltip hemi öldürende sen
Beni ağlatıp da güldürende sen
Bana senden başka kim derman olur
Herkes muhtaç senin şefaatine
Kur'an-lar okudum inayetinle
Kul Yusuf da uyar hidayetine
Ancak ki mevlaya kul kurban olur.
(157)
BENİ CAYDIRAMAN
Ne kadar gayret atsende
Vallah beni caydıraman
Sahte göz yaşı döksende
Hiç kimseyi kandıraman
İkrarım var hakk aşkına
İçime girip dolaşma
Çok gördük biz hınzır paşa
Sen kendini sevdiremen
Döndüğüm yok kararımdan
Çok ders aldım zararımdan
Bu milleti sen bu yoldan
Neylesende döndüremen
Garip mirtom der yusuf'a
Hayır da hayır var ola
Ben benden mesulum amma
Arife bal tattıraman.
(158)
SEVDİĞİM
H alimi arz edem sana
A nla beni yar sevdiğim
T ükendi ömrüm yolunda
İ nan bana can sevdiğim
C ahillik kalmadı serde
E cel gelir perde perde
A slanı üzme gurbette
S inem yanar duy sevdiğim
L alemdin gülümdün benim
A dına türkü söyledim
N e yerdeyim ne gökteyim
Y arelerim kör sevdiğim
U fuklardan doğar güneş
S is çökmeden bana ol eş
U ğrun uğrun ölmeden koş
F ersiz Yusuf a sevdiğim.
(159)
YAZIK DEĞİL Mİ
Bağrımda kör çiban kanıyor gene
Yaralı sineme yazık değil mi
Bazı bazı yansam kör talihime
Bilmem kara bağrım nazik değil mi
Bir tabibe gittim derdim demeye
Yarı ölü yarı diriyim niye
Teselli verip de gönlüm eğleme
Doktor benim sinem ezik değil mi
Devrialem böyle sürüp gidiyor
Çelikten yürekler erim eriyor
Hem doğuyor hemi geri ölüyor
Gerçeği bilene tüzük değil mi
Gördüğün ört görmediğini deme
Erenlerden öğüt bütün aleme
Gel Yusuf um uyma pis münafığa
Münafığın aslı bozuk değil mi.
(160)
HOROZLAR
Ey dostlar bizim ellerin
Beter olur horozları
Memleket çöplüklerinin
Öter durur horozları
Her çöplükten gıda alır
Alır belasını bulur
Dönüp dolaşıp şer olur
Keker durur horozları
Sözleri, Aziz Nesin in
Döker salyasını itlerin
Bir gün paçadan bizlerin
Tutar durur horozları
Kul Yusuf der yana yana
Can dayanmaz oldu buna
Umarım bir gün maymuna
Döner durur horozları.
(161)
NAZLI YAR BENDEN
Nazlı yarden ayrı kalmam bir daha
Hayal mayal geçer nazlıyar benden
Ben o yare daha doymadım amma
Hayal mayal geçer nazlı yar benden
Baş başa olup da bazan gülerken
İkimiz bir ölek (nazlı yar) derken
Ben o yarsiz her çileyi çekerken
Hayal mayal geçer nazlı yar benden
Bu nasıl yar idi gitti gelmedi
Bir ay da bir mektup dahi salmadı
Günler aylar geçti yüzüm gülmedi
Hayal mayal geçer nazlı yar benden
Kul Yusuf der yarden ayrı duramam
Zalim Almanya ya yari veremem
Ben o yarsiz bu dünya da yaşamam
Hayal mayal geçer nazlı yar benden.
(162)
ASLI BİLİNMEZ
Her münafık bende ademim derse
Gerçek ademlerin aslı bilinmez
Gider de münküre biat ederse
Cehennem de onun faslı bilinmez
Ya Bismillah deyi kanadın açar
Güvercin donunda göklere uçar
Münkürler kenardan kenara kaçar
İmam Hüseyinin postu bilinmez
İmran ın çocuğu geldi dünya ya
Emanet ettiler Zekeriya ya
Emir böyle idi Meryem ana ya
Gene de zalime nesli bilinmez
Muhammed Ali'nin nesli var oldu
Kerbela çölüne düştü zar oldu
İmam Hüseyine yezit şer oldu
Kul Yusuf dünya ya küstü bilinmez.
(163)
DOSTLAR
Bu derdinen iflah olurmu gönlüm
Şu gönülde cefa olursa dostlar
Ölüp gittiğimde bellolur yerim
Görmeyip de beni sorursa dostlar
Gadasın alıp da kurban olmayan
Ardı sıra kelep kelep dönmeyen
Bağrına basıp da öpüp sevmeyen
Bir kenarda durup kırarsa dostlar
Şu karalı bahtım beni bitirir
Yeri göğü salavata getirir
Direm direm yağlarımı eritir
Kazanı ateşe vurursa dostlar
Kul Yusuf u gökten yere çalsanda
Hınç ım aldım deyip keyif alsanda
Boşa gider oynayp da gülsende
Eger kör şeytana taparsa dostlar.
(164)
KURBAN ETTİN
Hakk a bağlı birer masum kullarız
Bizleri mervana kul kurban ettin
Kerbela çölünde yanmış canlarız
Ubeydullah gibi çok ferman ettin
Kılıkırk yararak çok göğüs gerdik
Her olur olmaza bir selam verdik
Bizler ne umduk da senden ne gördük
Peşine düşmeye bin pişman ettin
Ele mahçup ettin bizi üzerek
İnsanlara insan dostluğu gerek
Neyimiz ayıpsa söylede bilek
Aklını aklıma hep düşman ettin
Kul Yusuf der ah bu hayat çilesi
Bizleri kahreder dostun darbesi
Ağzında kokuyor kuru nefesi
Halini bilmeze pek yaman ettin.
(165)
BELKİ ERMEMEK DE VAR
Ekinim yok, bu yıl toprağım kurak
Dermekte var belki dermemek te var
Zaman geldi yolcu yoluna gerek
Gitmekte var belki gitmemek te var
Kol kanadım üzerine gerdiğim
Kolum yastık bağrım düşek ettiğim
Gurbet ele gidiyorum sevdiğim
Dönmekte var belki dönmemek te var
Ne gülerim (dostlar) ne eğlenirim
Ferhat gibi şu dağları delerim
Gün dolanır devran döner gelirim
Görmekte var belki görmemek te var
Girme ey Yusuf um daha derine
Farz olanı söyle (sen) üzerine
Muhammed Ali'nin Allah ecrine
Ermekte var belki ermemek te var.
(166)
DÜŞMAN OLURSA
Unutma ki bağrın döver durursun
Kendi evladından düşman olursa
Ne tat alır nede güler oynarsın
Kendi evladından düşman olursa
Mala mülk e değişmezdim başını
Öperdim koklardım gözün kaşını
Çeker tüfengini sıkar kurşunu
Kendi evladından düşman olursa
Güldürmedi felek, beni bu yönde
Yıkıldı bi yanım çırpınır yerde
Yaşarken tadarsın ölümü günde
Kendi evladından düşman olursa
Kazancı bol olsun vermesin yele
İşi iras gelsin düşmesin dile
Horsunup aldırmaz Yusuf u bile
Kendi evladından düşman olursa.
(167)
BU DÜNYA YI NEYLERİM
Ey benim sevgili gül yüzlü yarim
Sen olmasan bu dünya yı neylerim
Ben bülbülüm sende çiçeğim dalım
Sen olmasan bu dünya yı neylerim
Meylimi vermişim gül yüzlüm sana
Ümidim var yüce Hakk ta mevlada
Gül yüzlüm sırtını çevirme bana
Sen olmasan bu dünya yı neylerim
Gül yüzlü sevdiğim bir başa kaldım
Aklım sana verip deryaya daldım
On beşinde gülüm ben senin oldum
Sen olmasan bu dünya yı neylerim
Kul Yusuf der sana hayrandır özüm
Hem kolumsun hemi dalım ve gözüm
Cananıma küpe olsun bu sözüm
Sen olmasan bu dünya yı neylerim.
(168)
İMAM ALİ
İki cihan ın gülü var
Muhammed le İmam Ali
Mevlanın kopmaz ipi var
Muhammed le İmam Ali
Adem e Habil i verdi
Yakup Yusuf una erdi
Zikir edip Allah dedi
Muhammed le İmam Ali
Hakk Muhammed in dinine
Ali'nin velayetine
Adem den öncesi bile
Muhammed le İmam Ali
Kul Yusuf der budur demim
Pirimiz Bektaş-i Veli m
Siratül Müstakim yolum
Muhammed le İmam Ali.
(169)
GİT EŞREF OL
Gurbette bey olanaca
Var köyüne git eşek ol
Derdi derde çatanaca
Bir keyfinen git eşref ol
Zenginin altın kemeri
Başına çalınsın emi
Görde köylünün halini
Sarılıp da git kuşak ol
Anlayana sivri sinek
Saz olurmuş şunu bilek
Ağzı salyalı pis köpek
Olanaca git başak ol
Der Yusuf dünden yarına
Ne bakam dönüp ardıma
Yakışmaz insan olana
Fravuna git köçek ol.
(170)
GÖMDÜ SULARA
Masum bir anadan dünyaya geldi
Mevlanın emriyle girdi saraya
Bir aşk ile yüce Rabbime erdi
Mevlanın emriyle koştu dağlara
Bir eşi bir oğlu birde hayvanı
Günlerce yürüdü çöle dayandı
Köle kullar için seçti Musa yı
Mevlanın emriyle düştü yollara
Rabbim yere bırak dedi Musa ya
Kerem etti yerde duran asaya
O'da inanmıştı yüce mevlaya
Mevlanın emriyle gitti mısıra
Kul Yusuf der benim Hakkadır aşkım
Ramses zulümünden korusun Rabbim
Yere göğe hükmederdi fravun
Mevlanın emriyle gömdü sulara.
(171)
ÇALDIKTAN SONRA
Daha çok iş gelir benim başıma
Senin gibi zalim olduktan sonra
Muhtaç ettin ekmeğime aşıma
Senin gibi zalim çaldıktan sonra
Ben istemem senin vaftiz haç ını
Taç olsa da takmam altın taç ını
Şu siyah perçemli kakül saç ımı
Senin gibi zalim yolduktan sonra
Madımağa kirpit çalan çalana
O ateş içinde yanan yanana
Şu insanlık böyle girer mezara
Senin gibi zalim kıldıktan sonra
Kul Yusuf der insan olmak zor olur
Zalimlerin zulmu mazlumu bulur
Madımak tarihte yerini alır
Senin gibi zalim yaktıktan sonra.
(172)
SUYU BİLE YOK Ş
Şu ömrümde (dostlar) çok alem gördüm
Çoğunun cebinde pulu bile yok
Fakir fukarayı bertaraf buldum
Yiyecek ekmeği suyu bile yok
Hak dinim adına etme pazarlık
Göz değmesin diye takma nazarlık
Senin yaptıkların hep yaramazlık
Hele bak yüzüne nuru bile yok
Kimi mebus olmuş kimi de vali
Har vurup savurur zevcesi yari
Ne olacak beyler fakirin hali
Ortaya serecek çulu bile yok
Kul Yusuf der ey erenler dervişler
Ne yazık ki sizi ötelemişler
Ademin şaştığı yola girmişler
Allah için hakkın kulu bile yok.
(173)
DEĞİŞMEZ
Adam oldum deme hadi be sende
Efendi insanın hali değişmez
Öl söz verme öl de sözünden dönme
Özü bir olanın sözü değişmez
Bütün gücümüzü ortaya serdik
Yürekten çalışıp gerçeğe erdik
Bu cennet vatana çok şehit verdik
Evrende tarihin yönü değişmez
Bak avrupalının hüsniyetine
Selam verip borçlu çıktık biz gene
Kurban olam milletime bin kere
Bir adımız iki olup değişmez
Kul Yusuf der inledikce inlerim
Her gün biraz daha artar kederim
Benden ayrılmayan kötü kaderim
Bir ölüp bin doğsam gene değişmez.
(174)
BİZLERE KARŞI
Ne günüm gün ne de düneğim dünek
Beni gülünç etme ellere karşı
Cengaver olsan da olursun helak
Gel münafık olma bizlere karşı
Yemedim içmedim sana yedirdim
Düşe kalka adım adım yürüttüm
Al bebek gül bebek gibi büyüttüm
Zalim azgınlığın kimlere karşı
Bilmem sağırmısın bilmem körmüsün
Bilmem melekmisin bilmem şermisin
Sen bana mevladan inme nurmusun
Senin ağırlığın kantara karşı
Şu zalime dirhem dirhem desemde
Ne duydu ne uydu öğüt versemde
Kul Yusuf der her ne kadar gülsemde
Benim mahçupluğum mevlaya karşı.
(175)
DEGER VERMEZLER
Eşim dostum köylüm çoğu da hısım
Kendi insanına deger vermezler
Birde el olurlar sanki de hasım
Kendi insanına deger vermezler
Kimi zalim olur kimi muhteber
Kimi inadından oluyor beter
İkilik olursa millette eger
Kendi insanına deger vermezler
Hele bi Arguvan eline bakın
Arguvan da açan gülüne bakın
Bizdeki her yaprak olsada altın
Kendi insanına deger vermezler
Elin adamına tapar giderler
Ardı sıra hepi koşar giderler
İnsanı insandan ayırt ederler
Kendi insanına deger vermezler
Ha bre Kul Yusuf haykırıp dursa
Neye yarar sağır sultan duymasa
Gökte yıldız güneş birde ay olsa
Kendi insanına deger vermezler
Bu da bizim insan diye bilmezler.
(176)
ADAM MI OLUR
Her yüze güleni bi adam sanma
Kadir bilmeyenden adam mı olur
Nice meclis gördüm geçirdim amma
Sonradan görenden adam mı olur
Bu dünyanın vardır bi yaradanı
Şahlar şahı iki cihan sultanı
Kalmadı canımın feri dermanı
Hep böyle yorandan adam mı olur
Dost sanıp da kandım ele kör gibi
Şu dar ağacına giden pir gibi
Dost dosta yar olur, varmı yar gibi
Şeytana uyandan adam mı olur
Benim de bir zaman yaverim çoktu
Benden gayrı başka dostları yoktu
Kul Yusuf da şimdi serseri oldu
Bizi hor görenden adam mı olur.
(177)
SEL OLDU GİTTİ
Dağlarımda ala çamlar ormanlar
Zalimin elinden kül oldu gitti
Asırlık saraylar hanlar hamamlar
İhtişamdan öte pul oldu gitti
Bi lokma ekmeğim kalsın yarına
Mevlam muhtaç etme on paralığa
Gayrı dayanamam bi yaranlığa
Eski dostlar bile el oldu gitti
Gel beni derdimle yalnız bırakman
Ne Mahzuni kaldı ne de Çırakman
Mürşitsiz zikrimin zevkin alamam
Benim mürşitlerim sır oldu gitti
Oy güzel örfüne kurban olayım
Sende ağlayıp da sende güleyim
Ben köyümün toprağında öleyim
Kul Yusuf göz yaşın sel oldu gitti.
(178)
BAKMADI YÜZÜME
Ey sevdiğim seni böyle mi sevdim
Dönüp de bakmadın bir gün yüzüme
Namaz gibi oruç gibi hazmettim
Dönüp de bakmadın bir gün yüzüme
Allah için bu da Hakk a kul deyin
Emir Hakk tan olmayınca ben neyim
Günde yüzbin kere secde eyledim
Dönüp de bakmadın bir gün yüzüme
Yaza yaza çok defterler bitirdim
Her sayfada seni başa getirdim
Horsunmayıp düşmanları güldürdün
Dönüp de bakmadın bir gün yüzüme
Kul Yusuf neylesin böyle alemi
On para eylemez doğru kelamı
Rağbet görür yalancının yalanı
Dönüp de bakmadın bir gün yüzüme.
(179)
DÜŞTÜM DİVANA
İki at bir düven aldım
Koştum harmana harmana
Yürek yandı küpe daldım
İçtim bir daha bir daha
Hangi derdim olur tamam
Her derdimin hali yaman
Hakk birdir Allaha iman
Etim vallaha vallaha
Kul Yusuf der bi başıma
Düşe kalka bu yaşıma
On iki imam aşkına
Düştüm divana divana.
(180)
ALIŞMA N'OLUR
Dünya senin olsa neylersin bana
Boş boğazlık edip yılışma n'olur
Senin hümün hükmeylemez cihana
Fitne fucurluğa alışma n'olur
Kırdın kanadımı uçamaz oldum
Bi dar boğazdayım geçemez oldum
Bir damla suyumu içemez oldum
Allah için bana karışma n'olur
Ben seninle aynı çuvala girmem
Tokmak ile aynı davula vurmam
Ben şu insanlıktan geriye durmam
Beni insanlıktan azdırma n'olur
Kul Yusuf der benim bu nefretimi
Neden anlamazsın haklı derdimi
Herhalde unuttun Türk milletini
Benim milletimi kızdırma n'olur.
(181)
HAYIRLAR OLA
Şu güzel yurdumun yiğit erleri
Allah Allah deyin hayırlar ola
Çatal yürekli hanımı beyleri
Allah Allah deyin hayırlar ola
Onun olsun han hamamlar saraylar
Onun olsun söylediği yalanlar
Yalan ile doymaz oldu karınlar
Allah Allah deyin hayırlar ola
Ber taraf olmazsa zorba zihniyet
Ne milliyet kalır ne cumhuriyet
Mutlak güzelini yapar bu millet
Allah Allah deyin hayırlar ola
Ne rahatım dostlar nede bahtiyar
Gün gelir tutamaz bizi buralar
Kul Yusuf der her işte bir hayır var
Allah Allah deyin hayırlar ola.
(182)
FELEK
Almendille göz yaşımı silerim
Bu kadar çektiğim yetmez mi felek
Hep ağlattın, niye hiç gülmeyeyim
Bu kadar çektiğim yetmez mi felek
Beni bu dünyaya sen mi getirdin
Beni bu dertlere ben mi batırdım
Ölmek için hakk tan dilek diledim
Bu kadar çektiğim yetmez mi felek
Kimileri dünya alem keyfinde
Kimileri yokluk aclık derdinde
Benim derdim çiban olmuş yürekte
Bu kadar çektiğim yetmez mi felek
Kul Yusuf der benim hakka dileğim
Mevlam yol verirse, gayrı öleyim
Çok kalıp da şu dünya da nedeyim
Bu kadar çektiğim yetmez mi felek.
(183)
ON PARA YA DEĞİŞMEDİ
Memlekette hilebazlar
İnsanlığa alışmadı
Nere gitsek münafık var
Pis nusubet savuşmadı
İnanmam şeytana puta
Benim inancım doğruya
Selam olsun er olana
Er fitneye karışmadı
İnsan olmak hayli zor mu
Bizim yeşil bağlar kır mı
İnsan ın gözleri kör mü
Kör şeytan la buluşmadı
Kul Yusuf un ahengini
Kimse yıkamaz bendini
Allah için hak dinini
On para ya değişmedi.
(184)
KİME GÜVENEM
Dost bildiğim çoğu dostlar elimiş
Kime dost diyem de kime güvenem
İt iti ısırmaz hepi birimiş
Kime dost diyem de kime güvenem
Dün ki çocuk elimizde büyüdü
Gelip gidip elimizi öpüydü
Şimdi gör ki it postuna büründü
Kime dost diyem de kime güvenem
Allah ı tanımaz dinden kaçarlar
Bütün memlekete zehir saçarlar
Günde yüzbin kere hülle biçerler
Kime dost diyem de kime güvenem
Der Yusuf görmüştüm it oğlu iti
Ağzında salyası akıyor hemi
Allah ı bilmeyen bilirmi beni
Kime dost diyem de kime güvenem.
(185)
DOST YÜZÜNDEN
Çile çeker sefil başlar
Bir akılsız baş elinden
Kanatlandı tüysüz kuşlar
Bundan böyle şaş dilinden
Görmemiş görse kudurur
Bütün alemi yıldırır
Ne ar korlar nede gurur
Kan boşanır yaş gözümden
Kırılası şu kollarım
Perişan etti hallarım
Kendimi vurmak isterim
Şu birleşen kaş yerinden
Bende ezel insan idim
Dost elinden zehir yedim
Kul Yusuf u heder ettim
Güvendiğim dost yüzünden.
(186)
EYÜP E BENZER
Bir derya içinde kırk güzel gördüm
O nurlu yüzleri Ali'ye benzer
Çul edip yüzümü yoluna serdim
O nakış izleri Veli'ye benzer
Bir alime gitte kendini belle
Şeytan auyup da eyleme hülle
Şu fakih Ahmet ten güzel söz dinle
O güzel sözleri Pirime benzer
Duysa duymasada elin kulağı
Hakk deyi inleyip geçti düneği
Kazanın altında yanar ayağı
O Kızıl gözleri Deli ye benzer
Ben o birçift güzel göze vuruldum
Kaşları zülfikar görüp deloldum
Kul Yusuf der bir sevdaya tutuldum
O gönül hisleri Eyüp e benzer.
(187)
SENİ TANIDIM
Şu cihanda nice zalim var amma
Şerefsizi birde seni tanıdım
Bin pişmandır seni doğuran ana
Ardın sıra hayli koşup yoruldum
Ninnilerle yatırırdık yerine
Dualar ederdik senin üstüne
Hemi kıymaz idik seni öpmeye
Bir zamanlar bize deste gülüdün
Seni verem Süleyman ın yeline
Fırlandırsın gelmedikce kendine
İsyanım var benim kendi kendime
Ben senin yüzünden böyle eridim
Kul yusuf der olmaz olaydı şeytan
Adem i Havva yı yoldan çıkaran
Ben doyup usandım onun tadından
O yokken ben insan gibi varıdım.
(188)
ÖMRÜMÜZ
Vay beni vay gençlik tez gitti elden
Feleğin ağzında sözdür ömrümüz
Çalıp gitti felek benim ömrümden
Elli yüz olsada azdır ömrümüz
Şu kader yazgısı olursa acı
Ömrünce çekersin bir ufak sancı
Yokmudur kitap da bunun ilacı
Güller açan bahar yazdır ömrümüz
İmkanı bulunsa ilimle tıp ta
Yalandan olsa da bak şatafata
Hayat ta feleğe eylemem gıpta
Zalimin elinde kozdur ömrümüz
Ezilip büzülüp olmuşum hurda
Zalimler elinde kalmışım darda
Kal deyi eğleme beni sen burda
Kul Yusuf a gidem tezdir ömrümüz.
(189)
YARATAN MEVLA DEĞİL Mİ
Gönül verdim o kitabı munine
Alemi yaratan mevla değil mi
Münkür olacaksan gelme bu dine
Kulları yaratan mevla değil mi
Ermek isterim(dost)hakkın ecrine
Mevlam düşürmesin şeytan eline
Gene merhem olan senin derdine
Dermanı yaratan mevla değil mi
Bir dileğin varsa söyle kayyuma
Kabül olsun onun yüce hayrına
Eger bir ettiğin varsa dünyada
Sıratı yaratan mevla değil mi
Kul Yusuf der batıl batın da gezmez
Elbet te bal kokmaz asıl da azmaz
İmam Hüseyin im dilimden düşmez
Onları yaratan mevla değil mi.
(190)
BÖYLE DERTLİ İNSANIN
Sanki bu dünyada yüzümü gülmüş
Derdi güzel böyle dertli insanın
Ömrü değirmen taşında üğünmüş
Derdi güzel böyle dertli insanın
Sırtına giyinmiş kara kara karalar
O'nun o dertleri beni paralar
Karnını yarıp da baksan neler var
Derdi güzel böyle dertli insanın
Birgün gelir can bedenden çekilir
Düşer bi tarafa boynu bükülür
Gözlerinden damla yaşlar dökülür
Derdi güzel böyle dertli insanın
Kul Yusuf der parça parça etseler
O dağlarda kurda kuşa dökseler
Derdi biter defterini dürseler
Derdi güzel böyle dertli insanın.
(191)
SELAM OLSUN
Bir ışıktı söndü gitti
Yakanlara selam olsun
O'da son yaprağın döktü
Toplayana selam olsun
Yolu kerbela yoluydu
Hacı Bektaş-ın eriydi
Pir Sultan Abdal gibiydi
Görenlere selam olsun
Dadal oğlum yunus emre
Hepi de katıldı ceme
Ya Ali hüü hüü deye
Gidenlere selam olsun
Kul Yusuf der ey Nesimi
Zarından duyduk sesini
Haniya bizim Mahzuni
Diyenlere selam olsun.
(192)
YARATAN MEVLAM
Sordular ki senden akıllı var mı
Demedi ki beni yaratan mevlam
Ağır geldi o'na o'nun bu aklı
O kızıl denizi gösteren mevlam
Haydi gitte ara senden üstünü
Ya ilahi (dedi) ver şu dostumu
Belki yanlış yaptım körle nefsimi
Yoldaş verip yola gönderen mevlam
Bi hayli gittiler yorulup kaldı
Bir kaya üstünde oturup durdu
Kurumuş balığı orda unuttu
O kaya ya geri döndüren mevlam
Orda bir er kişi bulup tanıştı
Yoldaş olmak için hayli uğraştı
Kul Yusuf bu sırra eren erişti
Sır içinde sırra erdiren mevlam.
(193)
BİRDE SİZ VURUN
Kanadımız birer birer kırılmış
Vurun vurun vurun birde siz vurun
Defterimiz dürüm dürüm dürülmüş
Vurun vurun vurun birde söz vurun
Askerlik yaparım vergi öderim
Bu vatanı toprağımı severim
Sınıfsal kavgası bitmez beylerin
Vurun vurun vurun birde iz vurun
Şirk koşarlar o Süphana Rahmana
Ecir hakktan sen kimsin ey budala
Sinemde açılmış türlü yarama
Vurun vurun vurun birde tuz vurun
İnanmazlar Hakk ın Ehlibeytine
Kastettiler Muhammed in nesline
Bu yolda Yusuf un ölmüş tenine
Vurun vurun vurun birde biz vurun.
(194)
ADAM SATMADIM
Boşver adam sende deyip yatmadım
İnsanları kırıp gönül yıkmadım
Beni haldan hala bırakma felek
Hiç kimseye bir kötülük yapmadım
Yaz bulutu gibi nasıl da geçti
Batan güneş gibi dağlardan aştı
Üç kere konarmış insan koluna
Elimde tuttuğum doğanım uçtu
Konar çiçeklere arı bal yapar
Her derde devadır cana can katar
Dileğimi kabül eyle yaratan
Zalime dost etme yareler açar
Kul Yusuf der insan oğlu bi işte
Hele gör ki zalim felek ne işte
Nice hastaların yanında sağlar
Bir ayağı gitmiş biri eşikte.
(195)
BAYRAM TEPEDE
Binbir köyden toprak geldi oraya
Seyran şenliği var bayram tepede
Gelin kızlar halay çeker orada
Bayram şenliği var bayram tepede
Tüm erenler Allah dedi vallahi
Muhammed Ali'den nesli billahi
Lokma sundu Abdal Musa dergahı
Kurban şenliği var bayram tepede
Bir oldu gönüller hakka bağlandı
Zikir etti canlar hakkı aradı
Muhammed Ali'nin ulu kırkları
Mehman şenliği var bayram tepede
Kaç kere söylesem hep birdir sözüm
Yeter ki orada ak olsun yüzüm
Kul Yusuf der hakka bağlıdır özüm
Mevlam şenliği var bayram tepede.
(196)
ALIN TERİNİ SİZLERE
Vergi diye ödüyorlar
Alın terini sizlere
Vallah helal etmiyorlar
Alın terini sizlere
Hayli rahat kösem sultan
Ne düşünür onca insan
Helal edermi sor bakam
Alın terini sizlere
Yandaş taraf yandaş medya
Buna nasıl can dayana
Kim helal etmiş dünyada
Alın terini sizlere
Yoksulluk yoldaşım olmuş
Cehalet gardaşım olmuş
Kul Yusuf vergiyle salmış
Alın terini sizlere.
(197)
GARDAŞ DÜŞMAN OLUR MU
Neden kırdın gardaş garip gönlümü
Gardaş da gardaşa düşman olur mu
Bir kere sormadın garip halimi
Gardaş da gardaşa düşman olur mu
Yırtık bir döşekte hiç yatmadık mı
Seninle ağlayıp hiç gülmedik mi
Bizler bir memeden süt emmedik mi
Gardaş da gardaşa düşman olur mu
Öyle uzak durma de gel beriye
Sürüden kaçanı Aç kurtlar yiye
Bir gün ihtiyarlık çöker serine
Gardaş da gardaşa düşman olur mu
Kul Yusuf der gardaş olmaz kara taş
Ah aradan çıksa zalim ara taş
Bizde bir olurduk gönülde sırdaş
Gardaş da gardaşa düşman olur mu.
(198)
TANIDIM
Adam gibi adam idi
Baba mı öyle tanıdım
Ehli beyte Selman idi
Baba mı öyle tanıdım
Aşk ile semah dönerken
Zakir olup hüü çekerken
Dört kapıya yüz sürerken
Baba mı öyle tanıdım
Bal yapan arı misali
Sır içinde sır timsali
Sanki Zülfikar eşgali
Baba mı öyle tanıdım
Kul Yusuf menzil almıştı
Tarihe tanık olmuştu
Beni ademe ermişti
Baba mı öyle tanıdım.
(199)
İNANACAK DEĞİLSİN
Bir aşk ile cem olsak da
Sen inanacak değilsin
Zikredip şahı ansak da
Sen ağlayacak değilsin
Hakk diyenin hakkı yenmez
Şah diyenler öldürülmez
Kimde ne var kimse bilmez
Sen anlayacak değilsin
Dini bütün her adamı
Özü sözü bir olanı
Hele böyle insanları
Sen kınayacak değilsin
Kul Yusuf der Allah için
Nuru nebiye inancım
İşte budur benim suçum S
en kavrayacak değilsin.
(200)
ŞEYTAN
Hangi yüzün var meydanda
Gözlerin kör ola şeytan
Konarsın hep daldan dala
Gözlerin kör ola şeytan
Girersin insan kalbine
Çalışırsın fitneliğe
Bilmem ne geçer eline
Gözlerin kör ola şeytan
Bir gözün kör topal olan
Olur mu hiç sana tapan
De çekil benim dünyamdan
Gözlerin kör ola şeytan
Kul Yusuf uyma şeytana
Sakın girmesin aklına
Kötüye bin lanet ola
Gözlerin kör ola şeytan.
(201)
KALMAMIŞ.
Kırk yıl oldu ben köyümden çıkalı
Tanıdığım hiç bir büyük kalmamış
El kapısı ekmek kapım olalı
Tanıdığım hiç bir büyük kalmamış
Gayrı geçti o çocukluk yıllarım
Hayal ile gelip geçer günlerim
Gah kendime gah elime ağlarım
Tanıdığım hiç birbüyük kalmamış
Dünya ya değişmem bizim elleri
Gül oldu gözüme kara tikeni
Hani bizim elin gelini eri
Tanıdığım hiç birbüyük kalmamış
Memnun olmasak da biz bu karardan
Kaçan ne kadar kaçacak mevladan
Duydum ki “Ümmühan” göçmüş dünyadan
Tanıdığım hiç bir büyük kalmamış
Kul Yusuf çırpınır güvercin gibi
Gökte ki turnalar habercim gibi
Elimden ayrıyım tecellim gibi
Tanıdığım hiç birbüyük kalmamış.
(202) AZİZ NESİN GİBİ
Şu diyarda çoğu dostumuz derken
Aziz nesin gibi yordular dostlar
Çoğunun elinde deynekle gürgen
Aziz nesin gibi vurdular dostlar
Zehir zemberektir bütün kelamı
İnsandan gayrıya benzer endamı
Kana susamış şu vampir alemi
Aziz nesin gibi sardılar dostlar
Allah bilir gönlüm doğrudan yana
Çağırırım zalimleri imana
Lanet olsun kötülüğe uyana
Aziz nesin gibi kırdılar dostlar
Halimden habersiz yiğit milletim
Gün gelir habersiz ölür giderim
Gücü yetmez oldu koca devletin
Aziz nesin gibi gördüler dostlar
Terk eyledim genç yaşımda köyümü
Gurbet elde gördüm türlü düğümü
Ehlibeyt’e bağlı Yusuf soyunu
Aziz nesin gibi dövdüler dostlar.
(203)
GEL GAYRI
Şu yalan dünyada ömrüm azalır
Ecel yanı başımdadır bil gayrı
Yavrularım yetim gibi sızlaşır
Bırak şu gurbeti bize dön gayrı
Günüm dertli halim dertli ağlarım
Yıllar gibi uzun sürer günlerim
N'olur bize yüksek etme dağların
Yarim gel de halimizi gör gayrı
Bu bir oyunmudur bir bilmece mi
Bu bir söz mü kelimemi hece mi
Bunca geçen günlerimiz nice mi
O gönlünü şu gönlüme ver gayrı
Der Yusuf böylemi hasların hası
Uzaktan hoş gelir davulun sesi
Beklerim nisanı birde mayısı
Geleceksen nazlı yarim gel gayrı.
(204)
BIRAKMA YALNIZ
Şah Muhammed Ali Üçler aşkına
Beni derdim ile bırakma yalnız
On iki imamlar beşler aşkına
Beni derdim ile bırakma yalnız
Yolum hak yoludur müstakim hemi
Hemi Mıhammed dir Aliyul Veli
Benim bağlolduğum Kayyumu taki
Beni derdim ile bırakma yalnız
Kul olmak nasipmiş ya Rabbim sana
Beni benzetmedin nemrut a puta
Velayeti Şahı Merdan aşkına
Beni derdim ile bırakma yalnız
Kul Yusuf ağlarım umman içinde
Münafıklar seyri seyran içinde
O eviyaların kırklar ceminde
Beni derdim ile bırakma yalnız.
(205)
YUH OLSUN
Be hey kafir bilmem nedir derdiniz
İkrarından dönenlere yuh olsun
Münkürlerden yana meyil verdiniz
Lanet olsun yüzünüze tüh olsun
Şahı vilayete çıkar yollarım
Muhammed Ali'dir canlı Kur'an-ım
Hüseyin den ayrılmayan katarım
Yüreğimden sökülmeyen mıh olsun
Her vahi yi Hakkın emri bildiler
Allah ın emrine boyun eğdiler
Denizlere yelken açıp gittiler
Bize de yetişen Nebi Nuh olsun
Hele de zalimler kendi aslını
Hadislere yazar kara neslini
Kıyım kıyım Kul Yusuf un postunu
Yüzünde Nesimi gibi yok olsun.
(206)
CAHİL CAHİLDİR
Kısım kısım olur Rabbim kulların
Hepi okur olsa cahil cahildir
Çuha giyer fakir bilse halların
Yetmişine varsa cahil cahildir
Paralı pullular çok felli olur
Haline bi bakın bes belli olur
Şeytana uymaktan geri mi kalır
Karun gibi olsa cahil cahildir
Onca sene ne arayıp ne sordu
Zevki safa devri devranı sürdü
Avrupa asya da hep gezip durdu
Dünya onun olsa cahil cahildir
Şeytana uydukca habre azmış
Kendi mezarını kendisi kazmış
Kul Yusuf iblisi bir adam sanmış
Fravunda olsa cahil cahildir.
(207)
ZALİM
Kim yazmış senin ismini
Güneşin üstüne zalim
Önce körle pis nefsini
Bühtansın neslime zalim
Hangi melek ilham almış
Hangi melek secde kılmış
Hem suçlusun hem kınanmış
Yenildin nefsine zalim
Put peresten dönme nesli
Lanet olsun bozuk aslı
Ehlibeyte eder kastı
Dönesin şaşkına zalim
Der Yusuf yüreğim yanar
Melekler bile kan ağlar
Yezit de kılıcın çalar
Hüseynin başına zalim.
(208)
BENCİLLİK
Her ağzını açan bilge oldukca
Olmaz olsun senin gibi bencillik
Haksızlık haklıya karşı durdukca
Olmaz olsun senin gibi bencillik
O bilir de ben bilmeyen erim ya
O söyler de ben anlamaz yerim ya
O'nun gözü görür bende körüm ya
Olmaz olsun senin gibi bencillik
Hazreti Ali’dir canlı Kur’an-ım
O’nun nuru göğsümdeki imanım
Zalime mi kaldı benim ahvalim
Olmaz olsun senin gibi bencillik
Ayıptır her şeyden pay çıkarırlar
Birde ariflerden ilham alırlar
Kul Yusuf,u hiç uğruna kırarlar
Olmaz olsun senin gibi bencillik.
(209)
ULU VELİ'DİR
Bizim elde bir kaç insan var idi
Bunlardan birisi Devriş Alidir
Bu güzel canları çözmek zor idi
Bunları bilmeyen vallah delidir
Bazan muhtar oldu bazan vekildi
Çok ekmeği yendi suyu içildi
Gün karardı yer gök geri çekildi
Şu dünya da insan oğlu fanidir
Hazır cevaplıdır hemi şakacı
Her olur olmazı etti baş tacı
O'na derler garipmirto fırıncı
Nasrettin hocaya benzer biridir
Çoğuna aş verir hemi iş verir
Çoğuna çec verir bazı boş verir
Çoğuna on verir ya da beş verir
Bu güzel insanlar bizde elcidir
Dara durur bir can olur hepisi
Dört kapıya kırk makama sevgisi
Kamberi Hamdisi Yusuf emmisi
Bunların her biri köşe taşıdır
Kul Yusuf der bizde böyle alime
Sarılıp öpesim gelir eline
Bizim büyüklerin hakkın yoluna
Bağlanıp gidenler ulu Velidir.
(210)
YAVRUM
Kur'an-ın üstüne yemin ederim
Sizden başka yoktur sevdiğim yavrum
Gül yerine sizi koklar severim
Sizden başka yoktur sevdiğim yavrum
Gec kalsanız çıkar yola bakarım
Sıkıntılı geçer dakikam anım
Şunu unutmayın ben bir babayım
Sizden başka yoktur sevdiğim yavrum
Allah bir Muhammed Ali aşkına
Beni çevirmeyin melül şaşkına
Benim dualarım gitmez boşuna
Sizden başka yoktur sevdiğim yavrum
Kul Yusuf der niye gamlı babalık
Babalıkla aynı halde analık
Yakup un yandığı gibi yanarık
Sizden başka yoktur sevdiğim yavrum.
(211)
ÇAREM OLMADI
Zaman zaman oturup da ağladım
Derdimi yenecek çarem olmadı
Her sözü derdimin merhemi sandım
Yaremi emleyen aman olmadı
Her sözüm taşıyor bin türlü mana
Sözümden anlayıp ders çıkarana
Hiç kimse etmesin boşa bahane
Bir selam verecek zaman olmadı
Kırkların cemine dara dursada
Gayret edip kusurunu örtsede
Yüz bin kere kurban adak etsede
Çekecek cezası tamam olmadı
Garip Mirtom Kul Yusufu yorarım
İçindeki gizli sırrı ararım
Yatıp kalkıp hakka secde kılarım
Şükür, kör şeytana meydan olmadı.
(212)
VATAN İÇİN
Bende canımı veririm
Vatan için millet için
Düşmana karşı dururum
Vatan için millet için
Düşmana dostum diyemem
Bağrıma basıp sevemem
Yurduma kıymet biçemem
Vatan için millet için
Yücedir benim vatanım
Şehittir yerde yatanım
Kırdık belini düşmanın
Vatan için millet için
Kul Yusuf der yara benim
Ruhun şad olsun şehidim
Ben de tank çı asker idim
Vatan için millet için.
(213)
SIR ALİ'NİN İÇİNDE
Ben neyimki Rabbim erem sırrına
Senin sırrın ancak Kur'an içinde
Rahmet ile indi bütün aleme
Ve Kur'an-ın sırrı İhlas içinde
Yaratan emreder Beytül Mamura
Hac ve tavaf için Adem kuluna
Ölüye diriye lazım mümine
İhlas sırrı Fatiha nın içinde
Sıratülmüstakim bilmeyen nadem
Aslımı sorursan Ademdir Adem
Her iş te okurum Besmelemi ben
Fatiha nın sırrı Besmele içinde
Kul Yusuf der her dem Besmele çektim
B harfinden benin noktaya erdim
Ali der ki ben in noktası benim
Yaratan ın sırrı Ali içinde.
(214)
BİR ERENLER GELİP GEÇTİ
KÖYÜMDEN
Allahın lütfuna şükürler olsun
Bir erenler gelip geçti köyümdem
Aklı ermez sağır körlerde duysun
Bir erenler gelip geçti köyümden
Nesli gider Hacı Bektaş Veliye
Aslı Şah İbrahim soyu Aliye
Kurbanlar olayım nur cemaline
Bir erenler gelip geçti köyümden
Bir ışıktır nür'u Nur Suresinden
Bilmeyen öğrensin Ehli Zikirden
İlim irfan damlar onun dilinden
Bir erenler gelip geçti köyümden
Bir vefasız nasıl kazar kuyunu
Cümle alem bilir güzel huyunu
Kul Yusuf eline döksün suyunu
Bir erenler gelip geçti köyümden.
(215)
KUZUM
Dünya benim olsa varı neyleyim
Şu yaptığın beni öldürür kuzum
Dünya ya gelince bayram eyledim
Şu yaptığın beni öldürür kuzum
Kuzu kuzu kuzum vay yavru kuzum
Yüreğimde ateş içimde sızım
Daha on yediye yes yeni girdin
Gençliğin hükmünden köroğlu kördün
Goca Adana ya sığmadın gittin
Şu yaptığın beni öldürür kuzum
Kuzu kuzu kuzum vay yavru kuzum
Yüreğimde ateş içimde sızım
Kul Yusuf der yavrum dön gel yuvana
Ağlıyoruz her gün biz yana yana
Allah için böyle yapma bir daha
Şu yaptığın beni öldürür kuzum
Kuzu kuzu kuzum vay yavru kuzum
Yüreğimde ateş içimde sızım.
(216)
GURBET ELİN KURALI
Bey dağından ötelere attılar
Sanki o dağların oldum maralı
Torosları mekan diye kıldılar
Gün geçtikce bende oldum oralı
Yaşım neydi gurbet ele çıkalı
Kaderin elinden bağrım yaralı
Doğmadan yazılmış bahtım karalı
Şu kaderim böyle ala boralı
Bak feleğin şu riyakar işine
Türlü işler açtı garip başıma
İyiler de zalim çıktı karşıma
Sanki memleketin beyi kralı
Kul Yusuf der gayrı bende el oldum
Yana yana ateş oldum kül oldum
Zalim gurbet ele böyle kul oldum
Böyle imiş gurbet elin kuralı.
(217)
KÜSMÜŞ ŞU GÖNLÜMÜ
BARIŞTIRAMAM
Atatürk'ün ülkesine dostlarım
Bozuk bir düzeni yakıştıramam
Sevincimden fazla oldu yaslarım
Gayrı şad olmayı alıştıramam
Milletin halini görmeyenleri
İnsan gibi deger vermeyenleri
Paylaşımcı düzen kurmayanları
Çağın devrimiyle yarıştıramam
Suç üstüne suç işliyor ahmaklar
Biri yapsa bir digeri arkalar
Allah ın sopası yok ki korkalar
Güzeli kötüyle karıştıramam
GaripMirto der ki Yusuf Aslana
Memleketim teslim olmuş talana
Gelip gidip ekmeğimi çalana
Küsmüş şu gölümü barıştıramam.
(218)
MALATYA-YA
Bir gün yolumuz düşecek
Malatya ya malatya ya
Bak ki gidenler dönecek
Malatya ya malatya ya
Hüzünlü yüzler gülecek
Bütün alem sevinecek
Eşim dostum da gelecek
Malatya ya malatya ya
Dilber bağından aşarım
Zumbat a doğru koşarım
Kuru çay gibi coşarım
Malatya ya malatya ya
Selam olsun Fethiye ye
Gayrı özledim köyüme
Sende git Yusuf eline
Malatya ya malatya ya.
(219)
GÖNLÜMÜN YASINA PAHA BİÇİLMEZ
Bin dört yüz senedir çekeriz matem
Muharrem ayının(bizde)gülleri solmaz
Yer gök ile yanıp ağladı alem
Ağla gönül ağla(ağla)münkürler bilmez
Adem den seksen bin sene evveli
Hakka secde eder o nurlu zati
Biri Muhammed di biri de Ali
Biri digerinden(heydost)ayırt edilmez
Assalar kesseler beni boynumdan
Gene de Hüseynim çıkmaz gönlümden
Kur'an-ın başına yeminler edem
Hak yolunda giden(giden)geriye dönmez
Kul Yusuf der ben bu yolda yorulmam
On iki İmam katarından ayrılmam
Yası matem oruç tuttuğum zaman
Gönlümün yasına(dost dost)paha biçilmez
Gözümün yaşına(dost dost)paha biçilmez.
(220)
VAYLOĞ DEDEYE
Mezirme elinde bir ulu zattır
Hediyeli gider vayloğ dede ye
Muhammed Aliye aslı dayanır
Sediyeli gider vayloğ dede ye
Onun yeri Şah İbrahim ocağı
Her yerde çağrılır o güzel adı
Dört bir yandan gelir hastası
sağı Eseryeli gider vayloğ dede ye
Sıtkı candan çağırsalar adını
Her can alır ondan her muradını
Lokması helaldir bilmez haramı
Fethiyeli gider vayloğ dede ye
Der Yusuf tanırım vayloğ dedemi
Yüzüne söylerdi içindekini
Bilen bilir onun kerametini
Türkiyeli gider vayloğ dede ye.
(221)
KÖYÜME GİDELİM
Bizim yaylalarda düz ovalarda
Bizim ele gel nevruza gidelim
Sarp yamaç da hele yüce dağlarda
Bizim ele gel sakıza gidelim
Bizim çoban sığır yayar dağlarda
Koç yigitler kuzu otlar yaylada
Usta eller kerpiç örür duvarda
Bizim ele gel amele gidelim
Kimse unutmasa kendi halini
Halini bilenler bilir kendini
Kim özlemez nevruz ile çiğdemi
Bizim ele gel çiğdeme gidelim
Okur yazar nice delikanlılar
Sohbeti bol olur dili ballılar
Der Yusuf gurbette yaşayan canlar
Bizim ele gel köyüme gidelim.
(222)
GEL BIRAK GÖNÜL
Bu şairlik senin neyine Yusuf
Gayrı bu sevdayı gel bırak gönül
Müneccip değilsin ne de bie kaşif
Gayrı bu sevdayı gel bırak gönül
Doğmaz oldu garip gönlüne güneş
Bu aşk seni yedi bak yavaş yavaş
Ne işine yarar lal olan bu baş
Gayrı bu sevdayı gel bırak gönül
Egri kaldı boynun gülemez oldun
Tutuldu dillerin söylemez oldun
Türkülerin çıkıp diyemez oldun
Gayrı bu sevdayı gel bırak gönül
Der Yusuf böylemi olmak nasibin
Ne ölü ne diri ne de salimin
Ağla gönül ağla bu da tecellin
Gayrı bu sevdayı gel bırak gönül.
(223)
BANANE (1)
Ayağımda çarık yokken
Senin başından banane
Ben yatağa ac yatarken
Senin aşından banane
Allah için acmısın sen
Hele sor ki tokmuyum ben
Vuracak kasketim yokken
Senin taçından banane
İnsan gibi gülemiyken
Bir ekmeğe dileniyken
Ben ömrümde çileliyken
Senin neşenden banane
Nice dertler sıradayken
Güldüğüm yok divaneyken
Birde işsiz avareyken
Senin işinden banane
Kara bağrım söküldükce
İnce belim büküldükce
Kalem kaşım eğildikce
Senin kaşından banane
(224)
BANANE (2)
Yan gelip de yatmam burda
Uyanda bak şu halıma
Şehit düştükce toprağa
Senin naaşından banane
Anam babam dövündükce
Şehidim şehidim dedikce
Gençler toprağa girdikce
Senin yaşından banane
Selam verme düşkün iken
Ördek gibi şaşkın iken
Ben avratla küskün iken
Senin eşinden banane
Bir adım yol gidemezken
Bir yudum su içemezken
Bir ekmeği yiyemezken
Senin dişinden banane
(225)
BANANE (3)
Nur sureye ermedikce
Hakk yoluna girmedikce
Sen Ali'yi bilmedikce
Senin şeyhinden banane
Hele gel bizim çarşıya
Kol kola gidek barışa
Gelirsek karşı karşıya
Senin çarşından banane
Dört kapıya yüzler sürek
Kırklar makamına erek
Hakk hakk deyi semah dönek
Senin peşinden banane
Kul Yusuf'um der insanca
Gel davranma insafsızca
Eger davranmasan hakça
Senin köşkünden banane.
(226)
DEDİLER
Varıp paytahtına arayıp sordum
Gidip Özdemiri görün dediler
İyigün ü heder günümde buldum
Derdiyin dermanı olur dediler
Yalvara yalvara gittim Allaha
Birderdime çare umdum billaha
Kederli derdimi döktüm Mahmut'a
Özyürek'e mektup alın dediler
Kul Yusuf boynunu büktü götürdü
Onca dertler beni yeyip bitirdi
Özyürek'de sonu kötü getirdi
Haydi memlekete gidin dediler.
(227)
YÜREĞİMİ DAĞLIYOR
Rüzgar esse devrilecek gibiyim
Gayrı herşey yüreğimi dağlıyor
Ey sevgili delirecek gibiyim
Gayrı herşey yüreğimi dağlıyor
Hani senin o güzelim hitabın
Hani senin okuduğun kitabın
Hünkar'ım yoluna kurban olayım
Gayrı herşey yüreğimi dağlıyor
Aşıkların köprüsünden geçerim
Ben bu yolda ne ilk ne son neferim
Bağlar altı gazel çıktı beylerin
Gayrı herşey yüreğimi dağlıyor
Kul Yusuf der gördüm şer ile sebi
Kimi mesih oldu kimisi nebi
Yetiş ümmetine Muhammed Ali
Gayrı herşey yüreğimi dağlıyor.
(228)
UZAK DURUN
Şahı vilayete biat
Etmeyenden uzak durun
Yezit'in soyuna cihat
Gütmeyenden uzak durun
Güzele güzel göz gerek
Islah edici söz gerek
İnsana arı yüz gerek
Olmayandan uzak durun
Yük çekmeyen katırını
Başına yık ahırını
Büyüğünün hatırını
Sormayandan uzak durun
Dizliği var dizlerinde
Nal izi var izlerinde
Adam olup sözlerinde
Durmayandan uzak durun
Sürek binbir haktır yolu
Allah versin dolu dolu
Kul Yusuf'u onun kulu
Görmeyenden uzak durun.
(229)
FETHİYE'M
Adını değişmiş Hasanpatirik
Kimin ile senin davan fethiye'm
Sana eylemişler onca gadirlik
Hangi derdin birbir sayam fethiye'm
Fethiye'nin üstü gahlık kayası
Salınıp gezmedim orda doyası
Gurbetten gurbete gelmiş salası
Bizi diyar diyar salan fethiye'm
Hele sorun giden masum canlara
Bitmiyor çileler ardı ardına
Kurban olam senin güzel adına
Ufak ufak kayıp olan fethiye'm
Kul Yusuf der gittim gurbet eline
Yıllar yılı hasret kaldım köyüme
Bir işim olsaydı gurbet neyime
Böyle gelip geçti ömrüm fethiye'm.
(230)
GELMİŞ GİDİYOR
Kime güleyim de kime yanayım
Riyakarlık başın almış gidiyor
Kime inanıp da kime kanayım
Zalimler kirpiti çalmış gidiyor
Ben de bir insanım el alem gibi
Yaratan yarattı seninle beni
Ne hadine senin kırmaya eli
Önüne geleni kırmış gidiyor
Ne güldüm(dostlarım)ne rahat buldum
Rüzgarda savrulan yaprağa döndüm
Şu Sivas da kanlı katiller gördüm
Aşıklar Maşuklar yanmış gidiyor
Kul Yusuf der insan olmaya geldim
Adem gibi adem kalmaya geldim
Mevlanın emriyle dünyaya geldim
Günahlı günahsız gelmiş gidiyor.
(231)
KÖR OLAM
Şu garip gönlümü kırmak
Eger istersem kör olam
Varıp münafığa uymak
Eger uyarsam kör olam
Gidip de(dost)geri dönmek
Gelip de şimiri görmek
Hele birde ödün vermek
Eger verirsem kör olam
Kıran gire hepisine
Lanet olsun ölüsüne
Alem tükürsün yüzüne
Eger bakarsam kör olam
Der Yusuf nedir yaranmak
Kraldan kralcı olmak
Varıp nursuza eyvallah
Eger edersem kör olam.
(232)
ÇABUK GEL
Giyinmiş kuşanmış yar güle güle
Adınıda unutmadan çabuk gel
Ayrılık acısı düştü sineme
Aklımıda yitirmeden çabuk gel
Sanki Süleymanın esen yeliyim
Kuru çayda kıl boğanın seliyim
Bu dert ile gram gram eriyim
Kendimide bitirmeden çabuk gel
Çabuk gel sevdiğim bahar gelmeden
Derelere yağmur suyu inmeden
Defterimi dürüm dürüm dürmeden
Sevgimide öldürmeden çabuk gel
Kul Yusuf der inme oldu gözlerim
Kerme tutu iyi kötü sözlerin
Evden siliniyor ayak izlerin
Alemide güldürmeden çabuk gel.
(233)
SENDE BİNERSİN
Kendini yüceden sanma
Gün gelirsende inersin
Meyletme haksız varlığa
Gün gelir sende bitersin
Mala güvenip öğünme
İnsan oğlu benzer güle
Kötülük edip çektirme
Gün gelir sende çekersin
Ölçüsü var ayar ayar
Bütün canlı alem uyar
Her benden de gömleği var
Gün gelir sende giyersin
Kıydıkca kıydın Yusufa
Güç ola da can dayana
Başsız kıçsız cansız ata
Gün gelir sende binersin.
(234)
YOK
Bi arzuhalim var size yarenler
Benim sizden ayrı düşündüğüm yok
Mümini münkirden ayrı kılanlar
Benim sizden ayrı düşündüğüm yok
Uzak durdum gıybet ile yalandan
Gıybet eden iki yüzlü filandan
Yüce mevlam emin kılsın şeytandan
Benim sizden ayrı düşündüğüm yok
İkrarım var şahı velayetine
Hizmeti var olan erer menzile
Yeminler ederim Allah indinde
Benim sizden ayrı düşündüğüm yok
Yalan olmaz yigit olan yağızda
Alıp dolandırmaz lafı ağızda
Der Yusuf ikrarım levhi mahfuzda
Benim sizden ayrı düşündüğüm yok.
(235)
BİN KERE
Bi kere de yüzün gülsün sevdiğim
Gördüğüme pişman etme bin kere
Nedir böyle hergün muruz eğdiğin
Güldüğüme pişman etme bin kere
Gülüp eğlenmedim yalan dünyada
Sende güldürmedin beni vallaha
Kulluk ettirmedin hemi Allaha
Taptığıma pişman ettin bin kere
Kul Yusuf der yüreğimde ateş var
Yağmur gibi koru üstüme yağar
Beni can evimden vuran nazlı yar
Sevdiğime pişman ettin bin kere.
(236)
BİR TURNAYIM
Ne bir yamanım ben nede bir şerim
Ben bir ademim (dost) birde insanım
Allah deyi deyi çarha dönerim
Ben bir şahinim (dost) birde turnayım
Allah Allah deyi gittiğim yolda
Mevlam rast getirme kötü olana
Miyadım dolınca giderim ona
Ben bir toprağım (dost) birde turabım
İmanı yokların bize hayrolmaz
Müşrik olan müminlerden sayılmaz
Ne bayram ne kurban boşa olunmaz
Ben bir bayramım (dost) birde kurbanım
Ey güzel dost nedir benim bu halım
Her dem akar yaşım bitmez feryadım
Feryadıma kulak asan dostlarım
Ben bir Yusuf um (dost) birde Aslanım.
(237)
HATIR İÇİN VURMADI ONU
Gel bahane etme boşa türbanı
Hatır için satın almadı onu
Benim ebeminde fesi varıdı
Tutup hatır için vurmadı onu
Ne güzel yakışır idi başına
Karıştırmaz hiç kimseyi işine
Dedem bile giremezken düşüne
Vallah senin için sarmadı onu
o'na dokunmazdı yersiz esinti
Gururla takardı her küpesini
Çok severdi başındaki fesini
Şimdi bir takka da sakladı onu
Sizden önce (ebem) ona inandı
Sizlerin yüzünden aklı bulandı
Der Yusuf Alhas ın kızı sakladı
Allah ın indinde akladı onu.
(238)
FAZIL'IM
Çok emek verdiniz yurda
Ruhun şad olsun fazıl’ım
Yem etmedin kuşa kurda
Ruhun şad olsun fazıl’ım
Gayret edip çok çalıştın
Mücahitlere karıştın
Düşmana karşı savaştın
Ruhun şad olsun fazıl’ım
Yer yüzüznde tüm karada
Çok fazıl’lar var sırada
Gözün kalmasın arkada
Ruhun şad olsun fazıl’ım
Kul Yusuf der yüce halka
Selam olsun tüm Kıbrısa
Kim bakidir dünya sana
Ruhun şad olsun fazıl’ım.
(239)
KÖR KUYU YA ATMAYIN
Ben de sizler gibi Yakup oğluyum
Tutup beni kör kuyuya atmayın
yerin göğün ilmi ile doluyum
Ayağıma zincirleri takmayın
Belki bezirgandı belki harami
Kuyudan çıkarıp aldılar beni
Tutup bir pazarda sattılar hemi
Ben de bir insanım alıp satmayın
Mısır eli benim mekanım oldu
Tabirim millet te itibar gördü
Kahinat güzeli olsan da hemi
Rızasız, bahçeden gül toplamayın
Her haldan haberdar sensin ey mevlam
İbrahim soyundan Yakup dur atam
Yusuf gibi dünya güzeli olan
Her güzele gönül verip kanmayın.
(240)
HESABINI NASIL VERECEK
Münkür münafıkla birlik olanlar
Hakkın huzuruna nasıl çıkacak
Nefsine uyup da cana kıyanlar
Onun hesabını nasıl verecek
Ey Adem kendine mukayyet ol gel
Hayli kelam öğren destine dol gel
Ehli kamil olup kendini bul gel
Kendin bilmeyenler nasıl varacak
Yıkılsın zalimin bendi yıkılsın
Hele de münkürün fendi yıkılsın
Cana kıyanların kendi yıkılsın
Varınca divanda nasıl duracak
Ben de bir insanım okur yazarım
Gözüm yumar dünya alem gezerim
Kul Yusuf münkürün feylin bozarım
Gelip de aslanı nasıl vuracak.